AK PARTİ'DE NELER OLUYOR ?

7. Olağan kongre sürecine girdiğimiz şu günlerde, ilçelerde kongreler devam ediyor. 5 ilçe başkanının, tekrar aday olmayacağım vaadiyle ayrılmak durumunda bırakıldığı süreçte, değişen bir şey yok. Yeni isimleri birkaçı dışında tanımıyorum, umarım bizleri mahcup ederler. Koordinatörlerimiz böyle takdir etmişler.

Acemilik günlerimizde koordinatörlere her şey anlatılır sanırdık, öğrendik ki koordinatör demek; il başkanı demekmiş. Her şeyin anlatılabileceği gerçek fotoğrafı çekenlerde geldi zaman zaman. Nedense ömürleri kısa oldu. Dinlemeyenler se sözümüze çok sonra geldi ve 'haklıymışsın' dediler.

Velhasıl bir ilde il başkanı her şeydir, 'O' nasıl isterse her şey öyle olur. 3 aday 5 aday götürürsün teşkilat başkanın sorar; hangisini atayayım? işaret edersin. 'Genel merkez atadı' der, geçersin. Böylece görünürde sorumluluk genel merkezde, ipler il başkanının elindedir. Bir de temayül tantanası vardır.'100 kişiye sorduk 98'i şöyle' dedi. İl başkanım ne derse o. Atamalar bu minvalde devam ediyor gördüğüm. Daha da olmazsa; istifa etmen istenir, etmezsen, parti kademelerinde yer alamazsın denir. Hey gidi günler! Yaşadıklarımızı anlatıyoruz.

Nadiren tersi olur. Demokratik tercihini kullanmak için karşı aday olarak çıkanlar, genel merkeze karşı çıkmış sayılır ve istenmeyen kişi ilan edilirler. Bu davranışların sonucu başarıya devşirilse kimsenin sesi çıkmaz. İstatistikler üzerinden başarı hikayeleri yazmak artık yeterli gelmiyor.

Diğerleri bu işin neresinde durur? En az zararla atlatabilecekleri köşeden izlerler manzarayı. Noktayı koymadan geçmezler, onların istemediği bir il başkanı olmayı kimse istemez. Olsa da ömrü uzun olmaz. Partide işler kuliste başlar kuliste biter. Resimlere bakıp kim kime yakın, kim kiminle hesapları yapanlar vardır. Konformist olmak idealistir; en basit tarifiyle tamam efendim, olur efendim dir; konformizm. Başkan kriterinde aranan temel özelliktir. Yağacaksın ıslatmayacaksın, eseceksin serinletmeyeceksin, kısaca öne geçmeyeceksin, gölge etmeyeceksin. Tecrübelerime dayanarak; teşkilatla uğraşan vekillerin ömrü, birbiriyle derdi olanın vekillik ömrü uzun olmuyor. Bunu sadece Aydın için değil tüm Türkiye den örnekleriyle hatırlıyorum.

Gelelim son günlerde erimenin başatlarına; bakanlık yapmış vekillik yapmış insanlar, yeni kurulan partilerde kendilerine yer kapma peşinde. Dava adamlığı bu kadar düştü mü ayağa? İlla bir koltuk olmadan sizin rızkınızı mı kesiyorlar? Sayın bakanım, Sayın milletvekilim demeseler hasta olup yataklara mı düşüyorsunuz? Yıllarca omuzdaşlık yaptığınız Ak partinin Ak davasına, böyle mi sahip çıkma sözü verdiniz? Erdoğan size vesile olmasaydı, Ak parti çatısında size yer açmasaydı, isminizi kaç kişi tanırdı, hala sizi kaç kişi hatırlıyor? Cemaatin ön ayak olduğu bir profil 2023 de karşı cepheyi kuvvetlendirmenin derdine düşmüş.

Almanya da yayınlanan bir dergi kapağında Trump, Putin ve Erdoğan birlikte resmedilmiş. Hepsi aynı yöne, doğuya bakıyor. Derginin başlığı aynen şöyle; DÜNYAYI YÖNETEN 3 ADAM. Pek çok kimse gerçeği görürken, hala koltuk derdinde olanları anlamak zordur. Nerede oturduğumuz değil, nasıl oturduğumuz önemli. Oturduğumuz sürede ne ürettiğimiz önemli. Teşkilat insan için varsa bir kıymeti harbiyesi var. Yoksa sandıkta cevabı veriyor sandığın sahipleri. Teşkilatların değeri yadsınamaz. Her şey insanla, insan hizmetiyle güzeldir. Derdimiz gönüllere girmek.