ANKARADAN ESİNTİLER

Yakın zamanda Aydın Ak Parti Milletvekillerimizi ziyaret için Ankara daydım. Başta vekillerimiz olmak üzere pek çok kimseyle konuşma imkanı bulduk. Grup toplantısı çıkışında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a Aydından selam ve sevgilerimizi ilettik. Kendisinin de en içten selamlarını tüm Aydın da kendisini seven herkese bu vesile ile bir kez daha iletmek isterim.

Mecliste Corona tedbirleri dolayısıyla çok sıkı güvenlik önlemleri göze çarpıyor. Ziyaretler kapalı. Yemekhaneler kalabalık değil. Maskeler yorgun.

Pek çok milletvekilimiz Corona ya yakalandı. Bu nedenle tokalaşma uzun süredir yok. Basın geride. Grup öncesi katılacaklar mutlaka Corona testi yaptırıyorlar. Cumhurbaşkanımızın geçeceği güzergaha korumalar cerrahi maske dağıtıyor. Genel kurulun olmadığı saatler dışında, kulislerden ziyade Milletvekilleri daha çok meclis bahçesinde, Meclis içinde durum böyle.

Milletvekilleri sessiz, son sosyal medya üzerinden yapılan açıklamalara karşın cevap vermek, konuşmak istemiyorlar. Ortak kanaat; saldırı altında ki bakana sahip çıkma meylinde.

Beklenen en önemli açıklamayı, Sayın Cumhurbaşkanımız yaptı. Bakana parti grubu önünde ve tüm Türkiye huzurunda sahip çıktı. Söylenmesi gerekenleri ifade etti.

Aydından geldiğimi bilen çoğu milletvekili hep alışık olduğum şu soruyu sordular. Adnan Menderesin memleketinde, sağın kalesi bilinen şehirde nasıl CHP belediyesi var? Aslında tek bildiğim cevabı var bende onu söylüyorum. 'Kadın olmanın farkı'. Sadece bunu iyi kullanıyor. Başkana randevu alamazsınız belki ama her köşede ısrarla onu görünce, aileden biri sanmaya başlıyorsunuz. Algı yaratma böyle bir şey. Şu kadar km yol yaptım yazıyor. Metrekareye çeviriyorsunuz kuş kadar mesafe. Billboard da gören ne bilsin? Keşke vatandaşı Kayseri ye, Denizliye, Konya ya sadece belediye yatırımlarını görmeye götürsek. Ne demek istediğimizi yaşayarak anlayacaklar.

Çocukluğum ve tüm öğrenim hayatım Ankara'da geçti. Ankara başkent. Türkiye'nin kalbi. Yönetimin kalbi orada atıyor.

Her partiden milletvekilinin yan yana hizmet verdiği koridorlar aslında demokrasinin sağlam bir örneği. İktidar partisi muhalefet partisi milletvekillileri yan yana. Tek farkı: Muhalefet etmek, hizmet etmek ve hizmetlerini anlatabilmekten daha kolaydır. 100 gün iyi bir iş yapın,101. Gün hata yapın sadece 101. Gün konuşulur. Tüm yaptıklarınızı yıpratmak için fırsat doğmuştur. İktidarın durumu da muhalefetin elinde sadece 101. Gün üzerinden konuşulup yıpratılıp duruluyor. Hizmet eden çalışan hata yapar. Çalışmayanın hata yapma lüksü yoktur, zaten hiç bir şey yapmıyordur. Gözünüzü kapatırsanız hiç bir şey göremezsiniz.

Erken seçim naraları atmaya başlayan muhalefet, 2023'ün 'Büyük Türkiye' idealini anlamaktan uzak görünüyor. Bizler sadece resmi sınırları içinde bir Türkiye değiliz. Umudunu bize bağlamış pek çok mazlum İslam ülkesinin de umuduyuz. Bu umut New York'a STOP ERDOĞAN yazmakla tükenmez. Sevseler de sevmeseler de bu ülkeyi seven, LOVE ERDOĞAN diye sesini yükselten, dünyanın her yerinde dua edenler var.

Artık anlasak iyi olur; mesele iktidar meselesi değil, mesele TÜRKİYE, BÜYÜK TÜRKİYE meselesidir.

Sağlıcakla kalın….