Saygı değer okuyucularım.
Yaşanmışlık, gözlem ve anlatımlardan ötürü böyle bir başlıkla konuyu ele aldım.
Anne baba; insan neslinin üremesini sağlayan varlıklar değil, Yüce Yaratıcımızın kendi rızasına bağladığı önemli şahsiyetlerdir. Bu insanlara özel imtiyazlar ve sorumluluklar vermiştir.
Öncelikli olarak anne babalar, diğer insanlar gibi Yaratıcıyı bilmek, bulmak, itaat etmenin yanında, sebebi vücutları olan evlatlarının beden akıl ve ruh sağlığının gelişimine önem vermenin yanında, dini yapısının da temellerini atarlar. Atmaları hususunda görevlendirilmişlerdir.
Evladın yeme içme, giyim, barınma ihtiyaçlarının karşılanması, bunun için imkân nisbetinde uygun mekânların sağlanması bu vazifelerdendir. Onların ruh sağlığı, psikolojik gelişimi eğitim-öğretimi anne babanın görevleri arasındadır.
Bazı insanlar; “ Yok kardeşim ben anne babalık yapamam. Bu ağır bir mesuliyet. Ben ihtiyaçlarımı başka yollarla karşılarım… Ya da koca kahrı, hanım dur dırı çekemem…” , gibi laflar ettikleri duyuluyor. Üstelik bunu televizyon ekranlarından milletin gözünün içine baka baka bir matafmış gibi söylüyorlar. Üstelik bu insanlar, özellikle bazı gençler ve çocuklar tarafından beğeniliyor. Bu sözlerin sahipleri Allah’a nasıl hesap verecekler? Tabi Allah inancı varsa. Anne babalarının yüzüne nasıl bakacaklar?
Bu, aile kurumunu, anne babalık fonksiyonunu tahrip eder. Allah’ın emrini çiğnemektir. Böyle yanlış, zararlı fikir ve akımlardan korumak için anne babalara Yüce Mevlamız Kur’an-ı Kerim’de belirtiyorki:
“Ey İman edenler, kendinizi, eşinizi ve çocuklarınızı cehennem ateşinden koruyun…” (Tahrim/6)
Dünyada tehlikelerden korunulduğu gibi, dünya ötesinde de, yani ahirette de cehennemden korunulmalı. Akıl bunu gerektirmez mi?
Bunun için Lokman suresinin 13. Ayetinden itibaren gelen ayetlere bakıldığında, anne babaların yapmaları gerekenler görülecektir.
Bu ödevler, çocukken yapılacak olan vazifelerdir. Zaten Müslüman olarak doğan çocuk, dış dünya ile tanışırken, belli yaşa gelince Allah anlatılmalı, mükellef olunca yapacağı işleri, davranış kurallarının öğretilmesi gerektiği görülür.
Yoksa çocuk boşlukta kalır. Anne babanın ve toplumun eksik ya da yanlış davranışlarını “din” olarak alır.
“Çocukların kafaları dogmatik fikirlerle, çağ dışı düşüncelerle doldurulmamalı. Çocuklar kendi yönlerini, kendi dinlerini kendileri bulmalı…” safsatası Müslümanın yapısına uygun bir durum değildir.
Sağlıklı, sağlam karakterli, ahlaklı ve hayırlı Müslüman evlatlara sahip olma temennisiyle,
Sağlıcakla kalın.