Aydın Valiliği Deniz Zeyrek tarafından bugün yayımlanan köşe yazısında Aydın ile ilgili bölümleri bir basın açıklaması ile yalandı. İşte o açıklama:
18 Ocak 2020 tarihinde bazı basın yayın organlarında 'Efeleri kızdırmayın efendiler' başlığı ile yayımlanan haberde eksik bilgiye dayalı, gerçek dışı iddialara yer verilmiştir. Konu ile ilgili olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılması uygun görülmüştür.
İlimiz, Didim İlçesi Arapça-Karacagöl Dalyanı açıkları, 3 nolu potansiyel su ürünleri yetiştiricilik alanında, bir firma tarafından yapılması planlanan 'Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tesisi' ile ilgili ÇED raporu kapsamında, İlgili Müdürlüğümüz personelleri tarafından, 16.01.2020 tarihinde Halkın Katılımı Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda, halkın bilgilenmek istememesi ve yoğun tepkilerden dolayı danışman firma tarafından sunum yapılamamış ve toplantı sonlandırılarak belirtilen hususlar tutanak altına alınmıştır.
Personellerin toplantı alanına geçişini engellemeye çalışan bazı kesimlerin taşkınlıklarına rağmen, yol açma esnasında haberde geçen Milletvekili ve Belediye Başkanı da dahil olmak üzere toplantı öncesi ve sonrasında hiçbir kimseye ve toplanan kalabalığa karşı güvenlik güçlerince herhangi bir fiziki müdahale söz konusu olmamıştır.
Diğer yandan, İlimizde bulunan Jeotermal Santralların başta Hidrojen Sülfür olmak üzere zehirli gazlar yaydıkları şeklindeki açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır.
Aydın ilinde bulunan jeotermal enerji santral ve jeotermal üretim kuyu faaliyetlerinden kaynaklanan ve şikayet konusu olan Hidrojen Sülfür (H2S) ile ilgili olarak Valiliğimizce (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü personeli gözetiminde) JES'lerin etki alanında, yerleşim yerleri konumu dikkate alınarak Bakanlıktan yeterlik belgesi almış Laboratuvarlar aracılığı ile ölçümler yaptırılmıştır.
2016 ve 2019 tarihleri arasında gerek şikayet ve gerekse çevresel izleme amaçlı yaptırılan Hidrojen Sülfür (H2S) ölçüm değerleri maksimum 4,42 µikrog/m3, minimum 0,018 µikrog/m3 (Yönetmelikte limit değer 20 µg/m3) olarak ölçülmüştür. Ölçüm sonuçları Yönetmelikte yer alan sınır değerleri aşmadığı tespit edilmiştir.
İlimizde faaliyet gösteren tüm JES'lerden kaynaklanan hava ve koku emisyonları, çevresel gürültü ve atıksu kimyasal analiz ölçümleri Kurumumuz gözetiminde halen yaptırılmaktadır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
DENİZ ZEYREK NE YAZMIŞTI
Daha sonra, Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay'ın davetiyle Bodrum'dan Aydın'a geçtim. Yolda yerel medyayı kontrol ederken Didim'de bir hareketlilik olduğunu fark ettim. Didimliler, Akköy Mahallesi'nde kurulmak istenen balık çiftliklerine karşı çıkıyorlardı ve Çevresel Etki Değerlendirme toplantısı yapmak isteyen firma yetkililerine izin vermiyorlardı.
Didimlilere CHP Milletvekili Hüseyin Yıldız ile Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, balık çiftliği kurmak isteyen firma yetkililerine ise Jandarma birliği destek veriyordu.
Bir ara ortalık karışmıştı. Didimliler çok kararlı görünüyordu. Jandarma timi ise müdahaleye hazır görünüyordu. İtiş kakış başlayınca jandarma timinin başındaki komutan, yakasına yapışarak Hüseyin Yıldız'ı itmeye başladı. Jandarma komutanının tutumuna bakılırsa, milletvekili için 'gözaltına alın' emri vermesi işten bile değildi. Bir askerin, bir milletvekilinin yakasına yapışıp itmeye çalışması, gerçekten 21. Yüzyıl Türkiye'sine yakışmayan içler acısı bir fotoğraftı.
Sonuçta Didimliler galip geldi ve o toplantıyı yaptırmadı.
Aydın'a varınca Fatih Atay'la buluştuk. Bir süre sohbet ettik. Aydın'a gelmişken Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nu - namı diğer- 'Topuklu Efe'yi görmemek olmazdı. Birlikte Özlem Hanım'la buluştuk. Kendilerine Didim'deki eylemi sordum. İkisi de Aydınlıların çevre sorunlarıyla ilgili duyarlılığına dikkat çektiler. Başkan Atay, kendilerinin de Aydın Ovası'ndaki jeotermal santralları nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını vurguladı.
Çerçioğlu, sorunun jeotermal santrallarının, Hidrojen Sülfür başta olmak üzere yaydıkları zehirli gazlar olduğunu ve bu gazların Aydın genelini etkilemeye başladığını anlattı.
AFAD ve Büyükşehir Belediyesi'nin Hidrojen Sülfür gazı ölçüm sonuçlarını istedim. En fazla 100 olması gereken değerlerin 1100 civarında çıktığını görünce, kimya okumuş biri olarak ister istemez 'Bu değerlerde şehir çürük yumurta kokar' dedim.
Çerçioğlu, 'evet zaman zaman kokuyor ve vatandaşların şikayetinden çağrı merkezimiz kilitleniyor' karşılığını verdi.
Ardından kokunun yoğun olduğu, vatandaşların şikayet ettiği bir gün AFAD ekipleri inceleme yapmış ve çalışma videoya kaydedilmiş. Videoyu izledim. Ölçüm cihazları yüksek rakamlar nedeniyle adeta (Aydınlıların deyişiyle) 'ciyak ciyak' ötüyordu.
Aydın Ovası'nda 28 jeotermal santral projesi varmış. 22'si devreye girmiş. Bazı projelere vatandaşlar geçit vermemiş. Kızılcaköy'ün kadınları da bir yıldır Didimlilerin balık çiftliklerine karşı direndiği gibi direniyormuş.
Çok merak ettim ve gözümle görmek istedim.
Sağolsun, Aydın Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen eşlik etti ve santrallardan bazılarının olduğu bir bölgeye gittik.
Gerçekten şok oldum.
Egenin en verimli tarım alanları santral çiftliğine dönmüş.
Zehirli gazlar yetmiyormuş gibi jeotermal suları çıkarırken oluşan sıcak çamurlar, DSİ'nin sulama kanallarına akıtılmaya başlanmış.
Bakın buraya not düşüyorum, yakın gelecekte Aydın Ovası'nda yetişen incir, zeytin, domates, enginar gibi ürünlerin çoğunda zehirli atıklarla karşılaşırsanız şaşırmayın.
Elbette enerjiye ihtiyacımız var. Buna kimse itiraz edemez.
Ancak bu santralların çevreye olumsuz etkisini yok etmek için gerekli önlemler alınmazsa, Efeler Diyarı Aydın bundan tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük zarar görecek. Benim naçizane önerim:
'Gereken tedbirleri alın, efeleri dinleyin, kızdırmayın!'