Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde görev yapan Doç. Dr. Mehmet Aydıner'in iddiaya göre akademik personel alımı mülakatında sarf ettiği "Fakültemde başörtülü istemiyorum. Başörtülü gelsin bakın neler yapacağım" sözlerinin ardından tepkiler büyümeye devam ediyor. Çeşitli öğrenci toplulukları bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Öğrencilere destek için basın açıklamasına katılan emekli öğretmen Mefaret Kılınç, 28 Şubat mağduru olduğunu ve o günlerin tekrar yaşanmaması için gençlere desteğe geldiğini belirtti.
28 Şubat sürecinde başörtülü olduğu için öğretmenlikten men edildiğini ve o günleri unutamadığını ifade eden Kılınç, "28 Şubat sürecinde ben öğretmendim. İdim kelimesini kullanıyorum, çünkü sonrasında öğretmenlikten atıldım. Meslekten, memuriyetten men cezası verilenlerdenim. Sadece başörtüsü sebebiyle. Hakkımda hiçbir şikayet, hiçbir ön yargı yokken sadece müfettişlerin gelip kontrol etmesi sonucunda başörtüsü taktığıma dair kanıtları sunmasıyla oldu. Sonrasında memuriyetten men cezası aldım. Ben belirli bir yaşa kadar zaten tesettürlü değildim, mesleğimi yapıyordum. Daha sonrasında Allah'ın emrini yerine getirmeye karar verdim. Hiçbir şekilde hiçbir ideolojik amaç, hiçbir parti güdümünde olmadan, inancım gereği örtünmeye karar verdim. 6 yıl da örtülü olarak çalıştım ama sonrasında 28 Şubat'a gelindiğinde maalesef ki ‘Siz artık çalışamazsınız' dediler. Sebep olarak ben çalıştığım kurumun huzur, sükun ve düzenini bozmuşum. Vatan haini gibi bir muamele görmem beni en çok yıkan şeylerden bir tanesiydi. 6 yıl boyunca ev hanımlığı yaptım. Sonrasında af çıktı bize. Suçlarımız affedildi ve tekrar başladık. Şu anki süreçte ben kesinlikle tekrar aynı şeyleri yaşayacağımı hep düşünüyorum. Çünkü en ufak harekette insanlar başörtüsüne olan düşmanlıklarını belli ediyorlar, tavır alıyorlar. Söylemler buna göre. Şu anda burada bulunmamızın sebebi de bu zaten. Ama gençlerimizin, kadınlarımızın, kızlarımızın aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum. 28 Şubat dönemini tekrar yaşamak istemiyorum. Çocuklarımızın, genç kızlarımızın yaşamasını istemiyorum. O yüzden bugün buradayım. Biz hepimiz birlikte bir bütünüz" dedi.
"Bizim sadece başımız kapalı, beynimiz örtülü değil"
Psikoloji 3. sınıf öğrencisi Hatice Betül Gençer ise ayrıştırılmak istemediklerini ifade ederek, "Kimsenin ayrıştırılması taraftarı değilim. Bizim sadece başımız kapalı, beynimiz örtülü değil. Hiçbir şekilde hiçbir partinin liyakat ile burada değiliz. Tamamen kendi çabalarımız, kendi çalışmalarımızla buradayız. Aynı şekilde nasıl açık bir bayan eğitim hakkına sahipse, biz de aynı şekilde eğitim hakkına sahibiz. Ayrıştırılmak, ayrımcılığa maruz kalmak, dışlanmak istemiyoruz. Yine de insanın içinde bir korku oluyor. 'Eğer ideoloji değişirse biz yine eğitim hakkından, kamudaki haklarımızdan men edilir miyiz' diye böyle bir korku var içimizde. Böyle bir korku yaşamak istemiyoruz. Saygı içinde herkes bu ülkede var olabilir ve yaşayabilir" şeklinde konuştu.
"Bu tür ayrımcı söylemleri kesin bir dille kınıyoruz"
Öğrenci toplulukları adına basın açıklaması yapan İslam Araştırma Topluluğu üyesi Emine Sena Gürdal da, "Üniversiteler bilimin, hikmetin ve adaletin yeşermesi gereken kurumlardır. Ancak ne acıdır ki, ilim ehli olması gereken bir akademisyen cahilce bir tavırla Allah'ın emrine savaş açmakta ve başörtülü kardeşlerimizi üniversite ortamında istemediğini beyan etmektedir. Bizler ADÜ öğrencileri olarak bu tür ayrımcı, ötekileştirici söylemleri kesin bir dille kınıyoruz" dedi.
Başörtüsünün Allah'ın bir emri olduğunu vurgulayan Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Güneş ise, "Başörtüsü hiçbir zaman herhangi bir siyasi ideolojinin aracı değildir. Başörtüsü İslam'ın temsilidir. Başörtüsü Allah'ın bir emridir. Biz Allah'ın emrini yerine getiren insanlarız. Biz herhangi bir siyasi parti ya da düşünce değiştiğinde başımızı açacaklar mı diye korku içinde yaşamak istemiyoruz. Ben İslam'ın bir üyesi, bir ferdi olarak başörtüme uzanan eller kırılsın diyorum" ifadelerini kullandı.
Açıklama sonrası öğrenciler ‘28 Şubat zihniyetine hayır' yazılı pankartlarla tepkilerini dile getirdi. Öte yandan yaşanan olayların ardından ADÜ Rektörlüğü'nce Doç. Dr. Mehmet Aydıner hakkında idari soruşturma açıldığı ve 3 ay süreliğine görevinden uzaklaştırıldığı öğrenildi.