ÇELİKTEN GÜLÜŞ

Demir atılır tavaya yanar yanar yanar, yetmez vururlur vurulur ha vurulur, sonra buz gibi suya sokarlar ve artı her şeyin sona erdiğini düşündüğü anda çelik olmustur. Kendinden bir cevher ancak böyle oluşur.

Gülüşlerim böyle benim çelikten. Ben ne yangınlar gördüm der sana, yanmayı bilirim için için ve vurduklarında acıyı degil aldiğim şekli görürüm, umudu görürüm, her şeyden daha gerçek olan hayallerimi görürüm, çektiğimden hüznü tüm gözyaslarımla, alabildiğinedir gülüşüm.

Her şey biraz böyledir. Her acı fark edersen ve donüştürebilirsen tekamül yolculuğunda bir mertebe.

Mesela doğumda sen sancıyı bilirsin kemiklerin kırılır gibi öylece, çocuk doğacağını bilir ancak böylece, dediginde doktor bağırmayı kestim, içerdeki hazırlık içindi gelen sancılar, etin soyulur gibi, kemiklerin ayrılır gibi, ve içerdeki için hazırlık seremonisi gibi, ciğerlere gider her sancıda bir emir, artık su yok hava ile nefes alacaksın, bir sancı daha yırtılır gibi karnın, içerde hazırlık hızlanır, anneden beslenmek yok artık hazırlansın en hassas hormonlar. Kemikler çatırdar bir sancı daha, bebek tüm hazırlığını yapıverdi bu sayede, gücünü tüketme Hilal bağırmak yok, daha bitmedi dışarı çıkacak bebek, kendi yolunu kendi bulacak sen iteceksin, nefesin bitecek, gözlerinden ışık cekilecek, nefes almazsın ölecek gibisin, ama itmelisin, çıkmalı ve yaşamalı, olmadı bir daha denemelisin, it it it, nefes bitti, gücün tükendi, yapamayacak gibisin, vazgeçme Hilal bir daha it, nefes yok canın yok gibi, ama olmalı bir daha hadi pes etme Hilal bir daha dene, son bir itiş, it it it, nefes bitti, alma, nefes alma, sakın nefes alma, o alacak ancak ilk nefesini, o senin bıraktigin son nefesi.

Sen unutma kendini, her kadın her erkek yaratır böyle kendinden bir şeyleri, gece yaratır, gündüz yaratır bir iş yaratır, bir hayal yaratır, binbir emekle yaratır, bir düş yaratır, bir aşk yaratır, yüce Allah'ın ona bahşettiği mucize ile yaratır.

Ve ben bütün olan şeyleri, tüm mucizelerim önüme saçılmış durduğu halde bir an için olmayacakmış gibi geldiginde üzülüyorum ya ya sonra cok utanıyorum kendimden. Aklıma kimler geliyor kimler, en eski zamanlardan bugüne, umut için ellerinde tek bir gerçeklik yokken umut edenler; kadınlar, erkekler, bilim insanları, askerler, mühendisler, pilotlar, yazarlar, sanatçılar, başkanlar, anneler, babalar, gençler ki bazıları sonsuza kadar genç kaldılar. Bir an için vazgeçselerdi, bir an için bıraksalardı umudu (ki hakları vardı) ki hiç kimse olabilir bile demiyorken bırakmadılar umudu. Bugün olamazdık başımız dik, vicdanımız hür.

Şimdi tüm çelik gülüşlerim umuda benim.

Sende gülüşlerini çelikle ve kişilere yada olaylara değil daha yüksek bir amaca bağlamayı dene güzel insan, zaten öyle degilse!

Parlasın içindeki cevher.

O zaman devam edebilecek bir yol mutlaka bulursun.

En gerçek şey belkide bir umuttu sonunda uğruna yaşanabilecek ve yaşatılabilecek.

Benim umudum çocuklar, çocukların umudu ben.

Ben çocuklara umut olduğumda çocuklar bana ve tüm dünyaya umut olacak biliyorum.

Sen umut ararken dünyada bir de farekedersin ki umut olmaya gelmişsin meğerse.

Senin umudun ne güzel insan? Sen ona umut ol diye bekleyen ne?

Sevgilerimle.