Yaradılanın verdiği nefesi canı pahasına koruyan kollayan ve büyüten Annelermizin kendilerine özel tüm dünya ve ulusumuzca kutlanan gününü geride bıraktığımız bir haftaya merhaba derken;
Bende bu satırlardan tüm takipçilerime Kocaman bir merhaba ile satırlarıma başlamak istiyorum. Hep korona hastalık salgınla başlamaktan gına gelmişti dimi ama, ha bu arada salgın demişken tünelin ucunda ışık görünmüş gibi bir durum söz konusu. Şimdi ise tedbiri elden bırakmadan Milletçe sabrımızı biraz daha koruyarak mavi gök yüzünün altında buluşacağımız günler temennisiyle aman ha Rehavetin zamanı değil demek istiyorum.
Geçtiğimiz hafta mücbir sebeblerle size efelerhaber portalımızda köşe yazımı paylaşamamıştım. Kusurumuz af ola… Sizlere olan özür borcumu da yerine getirmişken verdiğim bir başka sözü de yerine getirmem gerektiğinin farkındayım. Son yazımda hep Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sn Özlem Çerçioğlu'nu eleştirimden söz bir sonra ki hafta iyi hizmetlerinden de bahsedeceğim demiştim. Sözümü yerine getirmek lazım. Sn Çerçioğlu yönetiminde ki büyükşehir belediyesi bir çok yanlışa imza atsa da doğru şeyler yapmıyormu diyenlerde var. Evet hadi bizim de tespit ettiğimiz iyi hizmetler nedir diye merak içinde olanları daha da merakta bırakmayalım.
Sn Çerçioğlu'nun Ata tohumu hamlesi gerçekten takdir edilmesi gereken bir hizmet olduğu kanaatindeyim. Dünya da GDO'lu tohum sanayi gelişimi bu kada hız kazanmışken neredeyse her yediğimizin genetiği oynandımı acaba diye şüphe ile yaklaştığımız süreçte Ata Tohumu projesi alkış alması gereken proje olduğunu düşünüyorum. Çünkü herkes şunu bilmeli ki Tarımın başkentleri arasında yarışacak şartlara sahip olan şehrimizde artık öze dönüş daha da hızlanması gerekiyor. Yani tarımsal ilaçlamadan tutunda her türlü kimyasalın tarımdan ayıklaması gerekiyor. Yani eskisi gibi iki sulayıp bir çapalayıp en doğal haliyle sebze ve meyveye ulaşmalıyız. Orgaik tarım diye popülizme alet edilen aslında köklerimizn bize en büyük mirası olan tarımsal geleneklerimizde eskiye dönüşe ulaşmalıyız.
Organik diye yeni bir icat gibi bize yutturulmaya çalışılan aslında bizim köklerimizden miras yani kısacası bizim dnamızda olan özellikler olduğunu bilmeliyiz. Tabi bunun için göstermelik kampanyalar değil. Topyekün bir etkileşim yaratmalıyız. Yani yan köyde gdolu tohumlarla tarım yapılıp her türlü zirai ilaçlama devam ederken bir köyde Ata tohum uygulaması ile ilaçsız tarım yapılması sadece popülist yaklaşımla kendimizi kandırmaktan başka bir işe yaramaz. Tabi bu sadece sebze meyveler için mi geçerli derseniz. Tabi ki hayır!!! Endüstriyel tarım ürünlerinden tutunda tüm tarım organizesi için Ata tohumu uygulamasına hazırlanmalıyız. Bu ülkede tarım beklenen öze dönüşte ve doğallıkta istenen düzeye çıkar ise Konya ovası kadar olan Hollandadan çok daha büyük ve güçlü bir tarım ülkesi haline gelir ki;
Bunun ekonomik ve sosyal katılarını uzun vadede geleceğimize armağan edebileceğimizden eminim. Evet Özlem Çerçioğlu ve Aydın büyükşehir belediyesinin başlattığı Ata Tohumu uygulaması bu anlamda sembolik bir anlam taşıyor.
Bunu geliştirmede uygulamada ve ayrıca topyekün bir Tarım Organizesi etkileşimi haline getirmek için etkin eylem planı hazırlanması veya bu minvalde ki çalışmalara destek verilmelidir. Öze dönüşte ki bu başlangıç fişeği adına Sn Çerçioğlunu tebrik ediyorum. Lakin yinede bu zeka kokan hamlenin arkasında beraber çalıştığı bürokratların etkisi olduğunu düşünmüyorum. Bu daha çok aile içinden çıkmış şehrimizin topraklarının kıymetini bilen bir yakınının kendisine kazandırdığı bir proje olduğunu düşünüyorum. Neden mi derseniz? Karpuzu tarlada ellese futbol topu zannedecek bir bürokrat tayfasının Tarımda öze dönüşü temsilen Ata Tohumu konusundan da Aydından olduğu gibi bir haber olduğu kanaatindeyim.
Neyse bu şehrin toprakları ekonomisi ve tarımı için önemli etkileri olabilecek Ata Tohumu Projesi için tebriğimizi yenileyerek takipçilerimize başka bir gerçeği hatırlatalım. Eğitim camiasını takip eden herkes bilir ki;
Hangi sınava girersen gir 3 Yanlış 1 Doğruyu götürür. Etrafında yanlış bolluğu bulunduğunu düşündüğüm Sn Çerçioğlu için bu doğru çok fazla anlam ifade etmiyor olsa gerek. Yoksa benim gibi düşünenlerin çokluğu azımsanmayacak ölçülere ulaşmazıdı. Öyle değil mi?
Koronadan uzak Sağlıcakla Kalın;
Hadi Öpüyorum Gözlerinizden…