HER ŞEYDEN VAZGEÇTİK

Okullarımız açıldı, yakında üniversitelerimiz de açılacak.

Birçok öğrenci velisi kara kara düşünüyor. 'Çocuğumun beslenme çantasına ne koyacağım?' diye.

Bir öğrenci ağlıyor. Öğretmeni soruyor. 'Neyin var çocuğum, neden ağlıyorsun?' diye.

Aldığı cevap: 'Açım öğretmenim.'

Başka bir okulda, başka bir öğrenci soruyor arkadaşına. 'Tostundan bir kere ısıra bilir miyim?' diye.

Kapıda öğrenci ağlıyor. Başka bir veli çocuğa soruyor. ' Neden ağlıyorsun evladım?' diye. Çocuk cevap veriyor: 'Okul formasını alamadı babam. Müdür okuldan kovdu beni' diyor.

Başka bir okulun kapısında çocuk annesinin elinden geri geri çekiyor annesini. Anne yalvarıyor. 'Yapma oğlum beslenme saatinize kadar getireceğim beslenme çantanı' diye. Çocuk biliyor, bir önceki gün de beslenme çantasına konulacak bir şey olmadığı için, bugün de arkadaşının beslenmesine ortak olmak istemediği için okula girmek istemiyor.

İçler acısı buna benzer olayları ya basından izliyorsunuz dostlarım ya da bu olaylara tanık olan diğer velilerden işitiyorsunuz.

Her şeyden vazgeçtik efendiler, çocuklarımızın beslenme sorunlarını okullarımızda çözünüz. Çözünüz ki çocuklarımız bu travmaları yaşayıp büyümesinler.

Efendiler, yukarıdaki sorunun tüm Türkiye'de çözüm maliyeti, inanır mısınız bir yandaşa verilen ihalenin artırılmış bedeli kadardır.

Bu sorunların ileride psikolojik olarak çözümü için harcanacak paralara belki de sağlık bakanlığımızın bütçesi yetmeyecek.

Üniversitelerimiz ise bambaşka bir sorun yumağı halinde.

Devlet yurtları yeterli değil. Ev kiraları gençlerin babalarının emekli maaşları kadar olmuş. Özel yurtlar ulaşılamayacak derecede fiyatı yüksek. Bu gençlerimiz nasıl okuyacaklar?

Nasılını şimdi söylüyorum utanarak. Direnebilenler, dürüst kalabilmek için iş arayacaklar. Yarı zamanlı bulabilirlerse çalışacaklar. İş bulamadıklarında donduracaklar okullarını terk edecekler.

Bazıları da bu zorlamalara dayanamayıp okudukları şehirlerde kolay para kazanma yolları arayacaklar. Bu iş uyuşturucu satışından, fuhuş tuzağına kadar uzanacak.

Hani gençlere emanet etmişti Atatürk bu ülkeyi? Hani gençler geleceğimizdi? Hani biz büyük ve güçlü bir ülkeydik? Hani çağ atlıyor uzaya gidiyorduk? Hani, hani, hani diye birçok soruyu arka arkaya hepiniz sorabilirsiniz okuyanlarım.

Biz, birçok şeyden vazgeçtik. Çözünüz bu sorunları.

Bu sorunlar öylesine vahim olayların çıkmasına sebep olacak ki ileriki yıllarda... Bu vahim olayların çözümü için bile en az otuz yılımızı ve kazançlarımızı harcamak zorunda kalacağız.

Yol yakın, bugün yapılan harcamalardaki israfı önler ve yandaşlara aktarılan ihalelerdeki artı değerleri kısabilir isek, göreceksiniz yurtlarımız ve okullarımızdaki beslenmelerin tamamı gençlerimize ücretsiz olarak sunulabilecektir.