MEVLİD’İ NEBİ VE CAMİLER, DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI

   Saygı değer okuyucularım.

   Kameri(ay) takvimin Rabiulevvel ayının 12. Gecesinde âlemi aydınlatan Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in doğumunun 1453.yılı. Geçen hafta cumartesi günü Mevlid Kandili başladı. Bu sene, Camiler ve Din Görevlileri Haftası ile birlikte kutlayacak olduğumuz Mevlid’i Nebi Haftası, Ülkemiz içinde ve dışında vatandaşlarımızın katılımı ile bir kez daha zihin ve gönül dünyamızı aydınlatacak.

   Gündemin çok çabuk değiştiği hayatımızda, zihinler ve gönüller yorgun. Beden ve ruh âlemimiz de öyle. Maddi olarak vücudun arzuları karşılanıyor. Ancak ruhlar aç. Onu da ancak Allah-kul ve Peygamber-Ümmet ilişkisi ile sağlanıyor. Bunu yıllardan beri insan hayatının örneklerinde görmek mümkün.

   Bu açıdan:

   Mevlid’i Nebi:  

   Ne olduğunu, kim olduğunu bilemeyen, ne yaptığını, ne yapacağını anlamayan, nereye gittiğini, nereye varacağını düşünemeyen, elhasıl şaşırmış, çaresiz ve tükenmiş insanlığa çare olmuş, medet olmuş, rehber olmuştur.

   İnsanların olumsuz tutum ve davranışlarından şikâyetlerbirileri tarafından, ilk zamanlarda olduğu gibi itiraz edilse deancak O’nun güzel ahlakını uygulamakla gerçekleşecektir. Çünkü O, “ güzel ahlakı tesis etmek için gönderilmiştir “.

   Camiler:

   Allah’ın Elçisi sevgili Peygamberimiz, Medine’ye gelir gelmez yaptığı ilk iş Mescid-i Nebi’yi yapmak olmuştur. Buradan ilham alarak ecdadımız da yerleştikleri yerlerde ilk iş olarak ibadet yerini belirlemişlerdir.  Bugün için, bazı yerlerde de olsa, mahalli idareciler ve şehir planlayıcıları bu geleneği devam ettirmektedirler.

   Zira cami yalnız Allah’a ibadet edilen bir kutsal mekândeğil, aynı zamanda sosyal mekândır. Oraya gelenler; tanışır, sohbet ederler, kaynaşırlar, varsa ihtiyaçlar belirlenir. Camiler aynı zamanda; kadın-erkek, büyük-küçük, genç-ihtiyar aidiyet ve bilinçlenme yeridir, Eğitim yuvasıdır.

   Din Görevlileri;

   Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olarak; cami içinde ve dışında, insanların en mutlu anlarında, en hüzünlü vakitlerinde; bazen Din Görevlisi olarak, bazen danışman olarak, bazen yardım gönüllüsü olarak, bazen de rehber olarak görev yapan fedakâr, vefakâr, cefakâr görevlilerdir.

   Haklarında iftiraya varan bühtanlar, yakışıksız sözler, inkârdan kaynaklanan saldırılar, görevlerini yerine getirdikleri için yapılan aşağılamalara rağmen görevlerini, sabırla devam etmektedirler. Onları bilen ve anlayanların hoş söz ve davranışları ile yollarına devam etmektedirler.

   Bu vesile ile hepimizin bu müstesna haftaları hayırlı ve mübarek olması temennisiyle;

   Sağlıcakla kalın.