Aslında kadınlarda çok sık karşımıza çıkan ama çoğu zaman farkedilmeyen biraz karmaşık bir hastalık hakkında size kısa bilgiler vermek istedim ; polikistik over sendromu. Polikistik over sendromu (PKOS) ; santral sinir sistemi, hipofiz, overler, adrenal bezler ve ekstra glandüler dokular arasında etkileşimlerin bozulmasına bağlı olarak, üretken yaşamın herhangi bir döneminde sıklıkla ortaya çıkabilen, kronik seyreden, gelecekte yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen karmaşık bir hastalıktır. PKOS, kadınlarda sık görülen (%5-10) bir endokrin bozukluktur ve obezite bu hastalığa eşlik edebilmektedir. İlaç ve diyet tedavisi hastalığın başlıca tedavi yöntemi olmalıdır . Diyet, egzersiz yapma alışkanlığı ve davranış tedavilerinin birlikte olduğu yaşam kalitesi ve yaşam şekli değişikliği tedavide uygulanacak ilk adımdır . PKOS'lu kadınlarda günlük 30 dakika orta şiddette yapılan düzenli egzersiz vücut ağırlığının korunmasında ve kontrolünde önemlidir. Vücut ağırlığı döngüsünü kırmak için zayıflama programının kişiye özel olması, diyetisyen tarafından sıkı bir kontrolün sağlanması gerekir. Stres, kan glukozunu yükseltmekte ve yüksek düzeyde seyreden kortizol, insülin direncini şiddetlendirmektedir. Bu yüzden stres yönetiminin sağlanması büyük önem taşımaktadır. Yüksek yağ miktarı infertiliteyi (kısırlık) , düşükleri ve zorlu doğurganlık dönemlerini tetiklemektedir . Bu nedenle hastalığın tedavisinde temel amaç, vücut ağırlık kaybının ve uzun dönemde ağırlık kontrolünün sağlanmasıdır.
PKOS'ta kan glukoz kontrolünün sağlanması için öğün atlanmamalı, özellikle kahvaltıya önem verilmeli ve düzenli öğün (3-4) tüketilmelidir. Besin ögeleri hakkında detaylı öneri verecek olursak ;
Karbonhidratlar ; Karbonhidratın türü ve miktarı tokluk kan glukozunu ve insülin yanıtını etkilemektedir. Dolayısıyla PKOS'ta beslenme tedavisinin esasını, glisemik indeksi (Gİ) yüksek karbonhidratların azaltılarak, Gİ düşük karbonhidratların arttırılması oluşturmaktadır. Besinlerin glisemik indeksinin düşük olması, insülin direncinin azaltılmasında, dolayısıyla tokluk hissinin oluşması ve acıkmanın gecikmesinde önemli rol oynamaktadır.
Proteinler ; Diyetin protein içeriğinin yüksek olması, tokluk sağlarken insülin duyarlılığını arttırmakta, üreme ve endokrin işlevleri düzeltmektedir. Ancak yüksek protein içerikli diyetlerin PKOS'ta kullanımına yönelik daha fazla araştırmaya gereksinme vardır.
Yağlar: Diyetin toplam enerjisinin %25-30'u yağdan, bunun %10'undan azı da doymuş yağlardan gelmelidir.
Posa ve diğerleri: Diyette posa kaynağı olan sebze, meyve ve tam tahıllı besinlerin daha çok yer alması sağlanmalıdır. Ayrıca sigara içilmemeli ve alkol kullanılıyorsa azaltılmalıdır.
PKOS ve obezite arasında kısır bir döngü söz konusudur. Vücut ağırlık kaybı sağlanmadığı sürece endokrin bozukluklar ilerlemektedir. Bununla birlikte endokrin bozukluklar vücut ağırlığı kaybına karşı da direnç oluşturmaktadır. Beslenme tedavisinde ilk basamak sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişiklikleriyle ağırlık kaybının sağlanmasıdır.
Karmaşık bir hastalık olan PKOS'un tedavisinin başarılı yürütülmesi için 'diyet, egzersiz ve davranış değişikliği' tedavisi olmak üzere üçlü bir programın jinekolog, endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog gibi meslek gruplarından oluşan multidisipliner bir ekip tarafından uygulanması gerekmektedir.
Sağlıkla kalın.
Kaynak : Ezgi T. B. , Nevin Ş. , Polikistik Over Sendromu ve Beslenme , Beslenme ve Diyet Dergisi 2013:41(3):253-257.