OSB’deki fabrikaların bacalarından çıkan kimyasal gazlar, enerji ihtiyacı için yakılan yakıtlar ve bu işlemlerle birlikte havaya salınan kirletici maddeler, Söke’nin üzerinde adeta bir örtü gibi yayılmakta. Bu kirliliğin, hem hava hem de su kaynakları üzerindeki etkileri büyük bir tehdit oluşturuyor.
Sürücü, fabrikalardan sürekli olarak salınan atık suların önce kanallara bırakıldığını ve daha sonra Büyük Menderes Nehri’ni nasıl kirlettiğini gözlemlediklerini belirtti. 2011 yılında Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından yayımlanan Aydın Çevre Durum Raporu’nda, B. Menderes Nehri'nin akarsularda kirlenmeye en çok maruz kalan nehirlerden biri olduğu belirtilmişti. Aradan geçen 14 yılda bu duruma yönelik herhangi bir iyileştirme sağlanmazken, aksine endüstriyel ve jeotermal tesislerin sayısının artması, nehrin kirlilik yükünü daha da arttırmış durumda. Sürücü, Büyük Menderes'in bu kirli haline, yukarı havzadan gelen atıkların da katkı sağladığını ifade etti.
Aydın’da yapılan araştırmalarda, Büyük Menderes Nehri ile sulanan bölgelerde yetişen bazı sebze ve meyvelerde ağır metal kirliliği tespit edilmişti. Bu durumun ne kadar ciddi olduğunu vurgulayan Sürücü, OSB’nin güneyindeki tarlalardan birisinde duman çıktığını fark ettiklerini ve bunun üzerine yaptıkları inceleme sonucu, sazlıkların yakıldığını düşündüklerini söyledi. Ancak, yaptıkları araştırmada, bölgedeki fabrikalardan çıkan atıkların ne olduğunu bilmedikleri pamukumsu bir malzeme ile yakıldığını ve eski menderes yatakları olan azmakların kırık seramik parçalarıyla doldurulduğunu gözlemledi.
Sürücü, bu tür çevre tahribatlarının, özellikle kuraklık ve azalan yağışlar gibi küresel iklim değişikliğinin etkilerinin hissedildiği bir dönemde, büyük sorunlara yol açacağını belirtti. Azmakların kaybedilmesinin, tarım yapan çiftçiler için büyük bir risk oluşturduğunu vurguladı. Bu alanların, sadece tarım için değil, aynı zamanda kuşlar ve su samurları gibi birçok sucul canlının yaşam alanı olduğunu hatırlattı.
Ayrıca, Söke'deki sulak alanların korunması için gerekli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Sürücü, Sulak Alanlar Yönetmeliği’nin bu bölgedeki tüm sulak alanlar için uygulanması gerektiğini ifade etti. Bu yönetmeliğe göre, sulak alanların kirletilmesi, doğal yapılarının yok edilmesi ve doldurulması yasak olduğu bildirildi.