Var Oluş, Annelik ve Sanat

Anne olmak var etmektir!

Yoktan var etmek Allah'a mahsus olup, burada ki var etmek, ortaya çıkmasına imkan vermektir.

Var ederken kaynağı sevgi, şefkat ve merhamettir.

Çünkü aslında sevgi, şefkat ve merhamet yoksa, var edeceğiz diye en çok yok ettiklerimiz mevzu bahistir.

Sevgi ile zihninde belirip, kalbinde büyüyen ve rahminde meydana gelen her şey bir bebektir.

Var etme isteği geldiğinde ise duramazsın!

Nasıl bir coşkudur o!

Elin ayağın ve tüm uzuvların onun için vardır. Onun için atar kalbin ve tüm benliğin.

Ve var etmek istediğinin de bir şiir ya da bir çizim olması da fark etmez.

Annelik çocuk doğurmak değildir. Nice çocuk doğuran var, içinde sevgi yerine koskocaman bir suistimal var.

Gerçek annelik doğurmadan bağımsızdır.

Var olana sahip çıkmak, yaşamak ve yaşatmaktır annelik.

Mesela sanata sahip çıkılmayan kültürlerde çocuklara da sahip çıkılmadığını ve kadın olmanın aşağılandığını rahatlıkla görebilirsin.

O nedenledir ki dişi enerjinin aşağılandığı tüm toplumlar önce sanatı aşağılar.

Var etmenin yok edildiği yerde, kişi kendini de var edemez. Kendi var olmadığında üretemez. Erkek yada dişi olması da fark etmez.

Var etmek erkek yada kadın olsun içindeki rahim enerjisi ile (Allah'tan gelen yaratma enerjisi ile) barışmak demektir.

Kadının yerinin küfür olduğu bir toplumda erkek de üretemez. Çünkü kendi var etme enerjisini de küfre koymuştur.

Bir adama kızdık diyelim küfrettiğimiz ya anası (sözde yüceltip, özde küfre koyduğumuz ) ya bacısı ya kızı!!! Yüreği yeten adama küfretsin! Ve tabi ki keşke hiç küfretmeden anlatabilecek bir yürekle bakabilsek dünyaya.

Bitmedi!

Üretmeyi sadece çocuk üretmek olarak düşününce doğurtulmaktan ölen kadınların çığlığı gelir kulağıma.

Kadın olmak aralıksız hamile kalmak ve aralıksız doğurmaktır.

Kadın doğurmaktan ölürken adam övülmekten kasım kasım kasılır.

Kadın olmaktan, anne olmaktan ve çocuklardan artık nefret etmiştir üstelik kadın.

Tüm bu travmalar kollektif bilinçle rahimlerimize işlemiştir.

Bu yüzden kendi anneliğimizden nefret ettiğimiz kadar nefret ederiz, kızımızın hamile kalmasından.

Bir de çocuk doğuramadığı için yada doğurmayı tercih etmediği için içten içe kadınlığından soğuttuklarımız var.

Bir çiçeği var ettiğinin, sokaktaki hayvanın varlığına vesile olduğunun, projelerin, akşam yemeklerinin, hayallerin, resimlerin, şiirlerin, örgülerin annesi olduğunu unutturduklarımız var.

Nasıl mı?

Hiç üstümüze vazife değilken, kaç çocuğun var diye sorarız.

Sanki mutfak masrafını biz karşılayacağız!

1 çocuğu var diyelim güzelim kadının, yetmez tabi bize, yine hadisizce tek kardeş mi diye sorarız!!!

Belki istemiyor, belki olmuyor, belki istedi ve kaybetti, milyon tane belki var.

Ne zaman bir kadının hayallerini merak edeceğiz en çok, ne zaman var etmenin anlamında genişleyecegiz. Ne zaman bir kadının en mutlu anını sadece gelinlik giydiğinde değilde hayallerini gerçekleştirme yolunda olduğu anlarda onurlandıracağız, işte o zaman kendini gerçekleştirmiş kadınlara, kendi yaşamını var edebilmiş kadınlara alan açacağız.

İşte o zaman eğer gerçekten istiyorsa, bir evlilik gerçekleştirebilir, yine diliyorsa kendini var etmiş bir yetişkin olarak bir çocuğu var etme yolculuğa çıkabilir.

Ve kendini var etmiş bir kadının gözlerinin içi güler.

Ve kadın gülerse, hayaller güler, 3 çocuktan biri istismar edilmez, 2 kadından biri fiziksel yada zihinsel şiddete maruz kalmaz. 65 günde 67 kadın öldürülmez. Öldürülen kadınların %80'i evlendiği adam olmaz. Kadın gülerse çocuklar güler. Çocukların güldüğü yerlerde ancak gelecek güler, dünya güler!

Bu vesileyle başta kraliçem annem olmak üzere, hayatta olan olamayan tüm annelerinizin ellerinden öpüyor saygıyla huzurlarında eğiliyorum.

Ve tabi ki yüreğinde ki sevgi şefkat ve merhametle var eden, hayallerini doğuran, fikir bebekler üreten tüm kızkardeşlerim anneler gününüz kutlu olsun, hepinize tüm kalbimle kocaman sarılıyorum.

İyi ki kadınım

İyi ki Allah'ın rahim sıfatının sahibiyim.

İçinden sen kendini ne zannediyorsun diyenlere ise, canınız cehenneme!

Valla ben demiyorum, bakınız Bakara 220-237 diyor.

Çok aşkla, çok şükürle,

Hilal Çatak

Profesyonel Koç / ICF

Adler & Erickson & POY Expert.