... VE İŞTE BİTİYOR

Saat tik tak tik tak ilerlerken nelerin geçtiğinin fark edemeyecek durum damıyız ?

Ömür denilen zamanın içi ne ila dolduruldu ki? Müslümanların üç şeyin kıymetini bilecekleri, insanın ise bunu bilemeyeceği ilan edilerek gerekenin buna göre yapılması istenmişti.

KORONA ile görünen o ki; cadde ve sokaklardaki manzara ile bununda değerlendirilemediği.

Yazıya dökülecek öyle durumlar var ki; ar ediniyorsun. Diline geliyor söyleyemiyorsun. Görüyorsun bakamıyorsun. Bu kafa karışıklığı değil. Dedim ya ar ediniyorsun.

Devletler ve yetkililer insan sağlığının korunması ile can-hıraş mücadele ederken, canım sıkıldı diye tedbirleri saymamak iş mi? Bu mu bizim toplum yapımız? Kişi ve tolum sağlığı gibi hayati bir konuda bu hallerle mi tanınmalıydık?

ALLAH ile münasebetler zaten her zaman görülen bir durum:

Beşer, konularda görülen ve gittikçe artan lakaytlığın dini konularda da görülmesi öfke değil üzüntü vericidir. Müslüman istek ve arzularına kendisini feda etmemeli.

İşte Ramazan ayımızı uğurlamak üzereyiz. Hal böyle iken, hala sokaklarda veya dükkan önlerinde saygısızca yeme ve içmeye de devam edilmesi izahı olmayan bir durumdur.

Müslüman olmayanlar bile Ramazan ayına ve oruç tutanlara saygı gösterirken, bazı Müslümanların cüretkarane tutumu berbat bir örnektir.

İtaat ve ibadet edenlere ise Allah Teala değer vereceğini bildirmiştir.

Oruç tutanlarla ilgili olarak ta;' Oruçlunun sevabı bana aittir ' diye bildirerek sonucu açıklanmıştır.

Peygamberimi (s.a.v.) de ; ' Oruçlunun iki sevinci vardır. Biri iftar an, diğeri de rabbine kavuşma anıdır ' diyerek, oruç tutmadan dolayı daralanlar olursa karşılaşacak oldukları mutlu sonucu belirtmiştir.

İşin dünyevi ve bedeni boyutu zaten biliniyor. Bilinenler inşallah uygulanır.

Camilerimiz açık olsa idi hocalarımızdan şu ilahiyi dinleyecektik :

'Sen canların cananısın. Dertlilerin dermanısın.

Alemlerin sultanısın. Ehlen ve sehlen merhaba.

Ya merhaba, dost merhaba. Şehri ramazan elveda.'

Oruç tutanlar öncelikli olarak Allah'ın emrini yerine getirdiler. Sonra da kendilerini tutmaya çalıştılar.

Ne mutlu Allah'ın emrini yerine getirenlere. Ne mutlu kendini tutanlara.

Sağlıcakla kalın.