Korona virüs salgını nedeni ile zaten üzerine ölü toprağı serpilmiş olan ekonomimiz tamamen devre dışı oldu.

Geçmiş dönemlerde de ekonomik konularda yetersiz olan sistemler, insanlarına kredi kaynaklarını artırdıkları ve faiz oranlarını düşürdükleri ile övünürlerdi.

Bir lider çıkıp ta ekonomiyi kredisiz, borçsuz ve faizsiz bir sistemle kurtaracağız gibi bir söylemde bulunamamışlardır.

Şimdi ise yetkililer, salgın nedeni ile sadece salgın rakamları ve olağan üstü şartlar karşısında ne yapacaklarına şaşırmış durumdalar. Sadece sağ kalma telaşı içinde ki vatandaşımıza açlığa ve hastalığa razı etme mantığında hareket etmektedirler. ( Diğer ülkelere nazaran alınan tedbirler nedeni ile sağlık konusunda bir hayli başarılı olduklarını da söylemeden geçmek ayıp olur, saygısızlık ve vefasızlık olur.)

Ama, İnsanımız şaşkın.

İnsanımız durgun.

İnsanımız kararsız.

İnsanımızda ne yapacağını bilmez durumda.

Neden mi?

Çünkü, İnsanımızın içinde bulunduğu ekonomik durum vahim, kötü.

Önerilenler ne?

Dükkanını kapat, dışarı çıkma, işçi çıkarma, karşılığında geçmişin temizse kredi verelim. Elemanlarınıza, yarı zamanlı çalışma ücreti ödeyelim.

Giderleri, faturaları, ihtiyaçları, durdurmak mümkün değil. O halde alınan önlemler yeterli mi ? Maalesef hayır.

Bizlerin önerisi neydi? Bir ay sokağa çıkma yasağı getirilsin. Ülke nüfusu 80 Milyon sa yaklaşık 20 Milyon aile vardır. Bu ailelerin devlet memuru olanlarını emekli olanlarını çıkarınız, kalır On Milyon aile bir ay dışarı çıkmadıklarında her aileye asgari ücret öde Yaklaşık gider tam 23 Milyar TL.

Sizin öneriniz ne idi? Dışarı çıkma, işçi çıkarma, dükkanını kapat. Geçmişiniz temizse size kredi verelim. Elemanlarınıza Bin küsur lira verelim.

Allah aşkına, sanki ekonomi sadece bu salgın nedeni ile bozuldu da önceden işler ayna mıydı?

Çok mu düzgündü ekonomisi ülkenin?

Hayır, sanki korona virüs salgını, Dünya ve Ülke ekonomilerinin kötü gidişini gizlemek için çıkarılmış bir oyun gibi. Ölenler olmasa, öyle düşüneceğim ama Salgın can alıyor.

Yaşananlar bunlar, Çare olarak sunulanlar da ortada. Çözüm yok, sürüncemede bırakılmış olaylar, uyuşturulmuş beyinler.

Bizim şimdi önerimiz ne?

Olan oldu, bundan sonra yapılması gerekenlere bir bakalım şimdi. Bütün aileler, bütün insanımız elinde bulunan tüm üretim araçlarına sahip çıkacaklar. Ellerindeki son kuruşlarını da, bu salgından sonra ellerinden gelen en iyi iş için üretim araçları edinecekler.

Bizim ülkemizde durmayacak tek sektör gıda sektörü ise, küçücük toprağımıza ve toprağı işleyecek alet eda vatlarımıza sahip çıkacağız. Ya topraktan bir şeyler yetiştireceğiz yada yetişen ürünleri işlemenin yollarını arayacağız.

Bir hafta önce aldığımız zeytini, dilip tuzlayıp yada kırıp, bir hafta sonra pazara çıkarsak yine ekmeğimizi kazana biliriz.

Yukarıdakilerden bize fayda yok. İşte tam bu manada, Biz bize yeteriz. Komşumuzun ürettiği herhangi bir ürüne işçiliğimizi emeğimizi katıp, kendimize iş çıkarıp, kazanç temin edeceğiz.

Evlerimizdeki atıl uran dikiş makinalarını önümüze koyup evimize katkıda bulunmanın çarelerini arayacağız.

Artık Çin den ürün uzun bir süre gelmeyecek, o nedenle Çin den geldiği için kapanan iş yerlerimizin benzerlerini yeniden açacağız. Gerekirse evlerimizin birer odasını üretim için kullanacağız. Piyasalar ne istiyorsa onları araştırıp bulacağız.

Tekrar ediyorum, Biz bize işte tam bu manada yeteriz. Yeniden üretim, Tarıma dayalı, mikro üretim. Kredi kullanmadan daha fazla borçlanmadan, sadece elimizdeki kaynaklarla, faizsiz kendimize ait mini mini yeni işletmeler kuracağız ve İnternet satışına mutlaka gireceğiz.

Sistem bize, daha fazla, kredi, daha fazla taksit, daha fazla borçlanma önerse de çözüm bu değil dostlarım. Borçsuz, faizsiz, kredisiz kendi kaynaklarımızla yeniden ayağa kalkma projeleri gerekli .

Kooperatifleşmek de, bunun için tam uygun zaman, saygılarımla.