Merhaba Aydın merhaba Nazilli. Bir Nazillili olarak yazıyorum, anlatıyorum veya anlatmaya çalışıyorum. Nazilli belediyesini anlatmaya da devam edeceğim. Neden mi? Nazilli'yi sevdiğim için. Şehrime, ilçeme İYİ bir şeyler yapıldığını görmek için.
Yerel seçimlerin üzerinden nerdeyse dokuz aylık bir süre geçti. Nazilli'nin nasıl yönetileceğine, yönetildiğine dair bir kanaat sahibi olmaya başladık. Kitabı ortasından okuyayım. Nazilli'yi kayıp bir 5 yıl beklemektedir!
Nazilli'nin kazanılmış değerleri birer birer Büyükşehir'e bedavaya verilmekte, hukuki sonuçlar bu işin sebebi olarak gösterilmektedir. Onu tartışmayacağım. Senden önce belediye başkanlığı yapan Haluk Başkan o tesisleri elde tutmak için deyim yerindeyse savaş verdi savaş Kürşat efendi! Hiç mahkeme kapılarına gitmez bir karar ile ne var yoksa verir Nazilli'de karşıdan bakar ve eminim ki sen de bunun reklamını bedava yapardın! Senin Aydın BŞB ile bilmediğimiz bir gündemin mi var? Ben seçileyim Nazilli belediye başkanı olayım bir bahane bulur ne var ne yoksa teslim ederim diye yemin mi ettin kardeşim! Hani insanın aklına şu gelmiyor değil! Kürşat Engin Özcan olarak başkan olayım da ne olursa olsun deyip direksiyonu Çerçioğlu'na mi teslim etti ? Otogar geliri de gitti. Maaşları ödemek için 10 milyon kredi çektin gitti. Çektiğin 10 trilyonluk krediye ne kadar faiz ödenecek? Nazilli'yi 16 trilyon olarak geri dönecek. İlan ettiğin borç gerçekten o kadar mı? Yoksa daha mı az Kürşat Başkan? Borçlu belediye devraldım diye ağlıyordun şimdi borçlanmaya 10 milyondan başlıyorsun. Hangi borcu düzgünce ödedin? Nasıl bir ödeme planı yaptın da sana hayır dendi? Göbek atmaya para buluyorsun da diğer ödemelere mi bulamıyorsun? Millete ödeme için gün verip gün geldiğinde ortalıkta görünmüyorsun. Tabi yiğitliğin on dokuzu kaçmak onda biri ortada görünmemekmiş. Eskiden kaç başkan yardımcısı vardı şimdi kaç yardımcı var belediyede? Tasarruf dediğin elini salladığında bilmem ne kadar maaş alan bir başkan yardımcısına çarpması mı demek? Bunların aracını, şoförünü, danışman kılıklılarını yazmıyorum bile!
Sonuçta haftada bir bu köşede yazmaya çalışıyorum. Dertleşiyoruz bir nevi. Sosyal medya hesabımdan yazdıklarımdan size ne oluyor? Geçmişte birbirine atacağı kurşunu olmayanlar beni ortak düşman ilan edip linç etmeye kalkıyor! Sosyal medya hesaplarımdan yaptığım paylaşımlardan bu kadar rahatsız olduysanız kendiniz geleceksiniz kardeşim. 'Seçilmiş atanmışlık' sana istediğin her şeyi yapma hakkı mı veriyor!? Taşeron 'mafya' tutmayacaksın! Siyaseten seversin sevmezsin kimseyi araya koyup onu yaparım bu yaparım demeyeceksin. Adam kaldırmaya gelip bilmem neren yemeyince 'biz hava almaya' geldik demeyeceksin! Siz kim adam kaldırmak kim? Kafa göz yarmak kim? Dağ başımı burası!
Yazacak o kadar malzeme var ki artık yazıları haftada ikiye çıkarmayı düşünmeye başladım.
Sevgiyle kalın.