NAZLICAN, BEDİRHAN VE BEN SUPHİ
Ceylan gibi sekerek yürüyen Nazlıcan, ateş böceği kadar canlı kelebek kadar masum,yayla çiçeği ,sevda kelebeği ...
Bedirhan mor dağların kaçağı ,hey gidi, hey hey biz üç kişiydik ne samimi geceler, soğukta, yıldızlar altında masum., biz kaçıyoruz onlar kovalıyor ..bizi vurdular acımadan, kıydılar ağıt ı yıllarca bu millete dayatılmış hakiki bir baldıran zehiri olmuştur ...içerken tatlı içmesi hoş ve sonrası ızdıraplı bir ölüm
Baldıranı ne de güzel hazırlamışlar harika bir müzik ,çiçek böcek acıklı bir kaç sunum ve bütün Türkiye yasta .Yıllarca yuttuk ,bir taraftan da ama kardeşim memleketinde korunması gerekmiyor mu derken baldıranı da içtik..
Meselenin diğer tarafına bakacak olursak muazzam bir yanılsama ,yönlendirme hadisesi ile karşı karşıya olduğumuz gerçeği karşımıza çıkmaktadır ..İşin aslı başkaca kaynaklardan farklı olduğu gerçeği mevcuttur,...
Askere yeni gelen Ali, usta birliğine gittiğinde amaca oğlu ile aynı bölgede askerlik yapacağı düşüncesi ile hem sevinç hem de merak kaygılarıyla usta birliği olan karakola teslim olur, artık amcaoğlu Mehmet ile beraber görevlerine bakarken birden haber gelir Mehmet'in kız kardeşinin düğünü haberiyle Mehmet izin alarak memleketine düğüne gider, Ali de düğüne gitmek istese de karakol mevcudunun azalarak zaafa düşülme kaygısından dolayı da gitmez... O kara gecede hainliğin zirve yaptığı, şerefsizliğin ete kemiğe büründüğü zaman diliminde nöbet beklemekte olan Ali yaklaşmakta olan koyun sürüsünü farkeder lakin posta bürünerek ve de sürünerek gelen kahpe ölüme karşı koyamaz... Mehmet şehid kardeşinin töreninin ardından kız kardeşinin gelin uğurlamasını da ertesi gün yapar. Biliyor musunuz kin, öç alma insani bir duygudur, adalet duygusundan kaynaklanır, Mehmet te bu meselenin tekrar yaşanacağını hissederek günlerce pusuya yatar pusu ya pusu dur yaşanan,koyun postları içindeki katilleri adaletten kaynaklanan duygularla silahını boşaltır... Teröristlerin kimlikleri tespit edilmeye çalışılır, evet teröristlerin kim olduğu belli olmuştur;
Bedirhan, Nazlıcan ve Suphi'dir!
Adeta bu kurnazlığın menbaı derecesinde siyasi litaratüre sosyalizim adı ile girmiş olan kavram, dünya üzerinde bu güne kadar yapmış olduğu serencam bu hikayeden farklı olmamıştır... Sosyalist ne olduğunu anlatamaz, ne olmadığını güzel anlatır... sol bütün acıları sahiplenir, ajitasyon yapmasını üstün bir maharetle becererek, derhal karşısında ötekileştirdiğini, ete kemiğe büründürmeyi, hedefi zihinlerde devleştirerek kemikleşmeyi sağlamakta başarılıdır. Bir sürüde kavramı vardır müntesipleri [sosyalist geçinen] bu kavramların ihtivasını [içeriğini] bilmeseler dahi kullanmasını hem severler hemde kendilerini ayrıcalıklı oldukları intibaını [izlenimini ]severler...
sol kavramı ezilen kişiler veya milletlerin yanında olma, destek verme ,özgürlükleri sağlama gibi mesnetlerle[dayanaklarla] yeryüzünde zuhur etmiş olmasına karşın uygulamalarda başarı sağlamış olduğunu söyleyen pek aklı başında kimse çıkmamaktadır... münferit bir kaç uygulama örnek gösterilse de büyük büyük iddialara karşı pek cılız ve iddiaları karşılayamayacak kadar pasif ve basit kalmışlardır..
Buna karşın islamiyetin insanlığa getirmiş olduğu insani evrensel değerler her kıyaslama sonunda külli [her dokuya sirayet etmiş, her yer ve her anda mevcut]ile cüzi nin[azda olsa var] karşılaşması mesabesinde olmuştur... Bir slogan gibi olan besmele dahi ihtiva açısından [Allahın sevgi ve merhameti ile ]seslendiren her insanı hangi sistem içinde yaşarsa yaşasın bağımsız atom parçası gibi insanlık vazifesini yapmasını sağlamaktadır...