Basın, her gün takip ettiğimiz güncel haberler içeriyor. Bazen öyle haberlerle karşılaşıyorsunuz ki; infiale kapılıyorsunuz. Bir engelli derneği başkanı olarak, engelli istismarına yönelik haberlerde bunların başını çekiyor. İncirliova da ki bir engelliye yönelik yaşanan istismar haberinin, takipçiyiz. Zanlının gereken cezayı almasını, mağdurun ailesinin çektiği acının az da olsa hafifletilebilmesini, temenni ediyoruz.
Pek dile getirilmese de engelli istismarı sıradan bir durum ne yazık ki! Sonrasında zihinsel engelli pek çok çocuğun dünyaya gelmesiyle sonuçlanıyor. Belki radikal bir çözüm gibi gelebilir belli bir kesime, fakat zihinsel engellilerin, kısırlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Bu çocukların çoğunun devlet bakımına bırakıldığı düşünülürse aileler için bir utanç vesilesi olan durumu dillendirmek ve çözüm mercilerini harekete geçirmek durumundayız.
Ailelerin talebine bırakılmış bu konu, ailelere mahremiyet eğitimi verilerek belli bir olgunluğa getirilebilir. Dillendirilmese de varlığını inkar edemeyeceğimiz sorunlar yaşıyoruz. Tecavüzün, engelli istismarının, her türlüsünü büyük bir ahlaksızlıktır.
Allahın merhamet ve şefkat duygularımızın varlığı ve devamlılığı için aramızda kıldığı engellilerimizin, Allahın emaneti olduğunu unutmamalıyız.
Basının son günlerde hayli meşgul olduğu 2. konu, Didim Belediye Başkanının adının geçtiği toplu tecavüz videolarıdır. Yazarken bile zorlandığım konuda olayın tarafları, günlerdir konuşuyor, köşe yazarları tarafları ve konuyu dillendiriyor.
Her siyasetçinin rakipleri olur, hakkında iddialar atılır, daha yukarı çıkmasın diye engeller çıkarılmaya çalışılır. Siyasetin doğası rekabettir. Fakat siyasetçi istismarla, hırsızlıkla, kamu malına zarar vermekle anılmamalıdır.
Siyasetin, siyasetçinin, olması gereken ilk özelliği güvenilirliktir. Siyasetçinin, oyları isterken konuşmalarında, hep güven ve teminat vurgusu vardır. Böylece vaat ettiklerini, gerçekleştirebileceği kanaati, seçmene geçer, siyasetçi seçimlerde başarılı olur.
Şimdi merak ediyorum, sahip olduğu koltuğu, nefsi ve nefsinin afetlerine alet eden birisi, seçmenin karşısına çıkıp olayı nasıl dillendiriyor. Şaka gibi…
Siyasetçi hata yapar, ama istismar yapmaz, yapamaz.
Üstüne eşimin de haberi var deyip çuvallamaz, üstüne de onu değil başkasını öptüm deyip iyice çamura yuvarlanmaz.
Şimdi kimliğini gizlemeye çalışan mağdurun, kim olduğunu açıklamaya çalıştığını görüyoruz. Sorun kadının kim olduğundan öte, topluma önder ve örnek olması gerekenlerin zanlı durumda olmasıdır.
Olayı ve sonuçlarını takip etmeye devam edeceğiz. Tekrarlarının yaşanmaması en büyük dileğimiz.
Biliyoruz ki duyduklarımız, duymadıklarımızdan daha azdır.
İstismarsız, istismar habersiz günler diliyoruz.