Merhaba güzel insan,
Bugün sabah çocukluk fotoğraflarıma baktım, küçücüğüm 3 yaşındayım, yada 10 yaşındayım fark etmiyor, hep en çok gülen benim, benim kahramanım o küçücük Hilal, hesaplarımdaki gülen fotoğraflar, instagram ismimdeki gülen kadın, tüm bu gülücükler her gün bana ondan emanet, her şeye rağmen bana devam et, yapabilirsin diyor fotoğraftan.
Şimdi sana yazarken güzel insan bir gülücük göndereceğim küçücük Hilal'e, O'na en yakın halde ya o, hep gülerken vardir bir bildiği.
Hiç kimse ona inanmadığında ve hatta gülümsemesini duyarsızlık zannettiklerinde, inandığın bir şey vardı ve o küçücük kız çocuğu kalbindeki dalga geçtikleri umutla gülümsemeye devam ediyordu. Çünkü şimdi anlıyorumki o hiç bilmeden zehirden arınıyordu.
Böyle diyorum ama ne kadar inansanda bir sağlamasını ararsın ya hayatta ben de öyleyim, zihnimde ki binlerce ses arasından inandigimin sağlamasını arıyor yüreğim.
Geçenlerde çok sevdiğim bir hocamın sayfasında bir yazıyla karşılaştım demiş ki; 'Tolteklere göre duygusal bir zehri başka biriyle paylaşarak (zehrin bizde sebep olduğu ) o yarayı temizleyemeyiz. Bu türden davranışlar zehri daha da güçlendirir.
Onun yerine zehri kısa bir süre zihnimizde tutun ve 'sevgi ' sözcüğünü düşünerek yavas ve sakin bir şekilde nefes alıp verin. Bu sırada dikkatinizi nefesinize ve kalbinize yönlendirin. .
Bunu bir süre yapmaya devam edin. .
Zehir temizlenecektir.
Onu kendimizden başkası temizleyemez.
İşte çocukken gülen ve gülümseyebilen şaşkın halimle garip'tim çok. İnsanlar bana ''dünya yıkılsa Hilal'in ruhu duymaz, bir gün çocuğu olsa ağlamaktan ölür dediklerinde'' kalbimde açılan yaralarla en çok İngiltere'de karşılaştım. Çocuklarına baktığım aile gece uyuyunca sabaha kadar çocukların seslerini dinler ve her kıpırdayışarında koşarak odalarına giderdim. Bir gün annesi sesimi duyup kalmıştı ve bana dedi ki, merak etme onlara hiçbir şey olmayacak sen git yat.
Sonra şunu dedim kendime, ''aman Allahım ben gamsız değilmişim, değil mi, aslında sadece olaylara pozitif yönden bakan, nasıl daha iyi olabilire odaklı öenmseyen biriymişim ve ben bunu uzun süre bir lanet sandım!''.
Kelimeler sihirlidir ve bizim anlattığınız öykülerin, onlara en çok söylediğimiz kelimelerin ve onlara yaptıklarımızın üstüne bir dünya kurar çocuklar. İşte oradaki hikayeler görünmezdir bir süre, 30'lu yaşlara gelince bir şeyler oturmaz ve sorgulamalar başlar. En son çalıştığım şahane kadın sürekli saatleri kurup, herşeyin 4 4 lük olmasına adamış kendini asla gecikmemek için bir dünyaya yaratmış kendine ve sevdiklerine.
Neden böyle olduğunu bulmak için, bir çok farklı metoddan yardım almış olan, kendi dönüşümü için çok cesurca adımlar atmış bir kadın. En son yaptığımız koçluk görüşmesinde birden bire 5,5 yaşındaki bir anının tüm bu süreçle çok önemli bir bağlantısının olduğunu hatırladı. Babası ile bir yere gideceklermiş babasını beklerken arkadaşının yanına gitmiş, sonra kalkıp babam gelmiştir diye eve gidince babası küçcük kızını dövmeye başlamış hemde yolda, neredeyse 1 km yol boyunca dövmüş. Düşünelim hadi, koskocaman bir adam, 5,5 yaşında rüzgar esse devrilecek çelimsizlikte bir kız çocuğu.
Doğal olarak bilinç altı bir karar veriyor bir daha ne olursa olsun geç kalmak yok. Çünkü sürüngen beynin amacı hayata kalmanı sağlamaktır ve hayatta kalman için karar alır. Aynı bana gamsız dediklerinde hayır deyip isyan eden, ve ben sadece gülümseyen ve olayların pozitif yönünü gören bir kız çocuğuyum yani bu gamsız olduğum anlamına geliyor, hayır ben gamsız değilim, çok önemsiyorum deyip, önemsediğimi göstermek için panik olma kararı alan sürüngen beynim gibi. Sonra da bütün çocukluğum ve gençliğim boyunca paniksin dediler ve daha çok panik oldum uzun bir süre.
Yani o sürüngen beyin tarafından alınan o karar bir süre için çok mantıklı hatta gerekli bile olsa, zaman içinde evrilmeye, yumuşamaya ve dönüşüme ihtiyacı vardır. Bu dönüşüm için olayların farkında olmak çok kıymetlidir. Bununla birlikte farkında olmak tek başına yetmez. İnanın bana çoğu zaman farkında olsak bile defalarca yaparken buluyoruz kendimizi. Yanlışın farkındayızdır ama düzeltemeyiz. Çünkü bir süre sonra zehirle yaşayan, zehire alışan o zehir yüzünden çocuklarındaki şahaneleri kaçıran, otorite ve güç için çabalayan insalara benziyoruz.
Bu negatif döngüden çıkmak için gerekli olan ise öz farkındalıktır. Öz farkındalığın, değişim - dönşüşüm için kişinin konfor alanında çıktığı, güçlü sorularla olaylara bakabildiği ve etkin dinlemenin olduğu yargılanmadığı ortamlara ihtiyacı vardır.
Kimse kimseyi öz farkındalık yolculuğuna çıkartamaz. Ancak kişi güçlü bir niyetle bunu isterse gerçekleşebilir.
Bunun kolay olmadığını biliyorum, yine de bir yolu olduğuna inanıyorum. Hatta bir sonu bile yok.
Yine de bir yolu var; senin için, benim için, hepimiz için.
Yine de insanız eğer bir gün kendini kaybolmuş bir halde kendine acırken bulursan, hepimizin zaman zaman hissettiği gibi, bunun kendine yapacağın en büyük haksızlık olduğunu hatırla.
Başına ne gelecegine sen karar veremesende, buna nasıl tepki vereceğin sana bagğlıdır. Şimdi kalk aynaya bak ve senden sadece 1 tane oldugunu çok ama çok değerli olduğunu hatırla. Ve bu değeri ortaya koymak için küçük bir adım at. Daha çok kendin olabilmek için küçük bir değişiklik yap. Yoksa bunu sen ve sadece ayna bilecek.
Öz farkındalık için küçük bir öneri. 1 gun boyunca kullandığın kelimelere dikkat et. En çok kullandiklarını bul. Bunların içinden hangisini değiştirmenin hayatında olumlu bir sonuç yaratacağını sen biliyorsun. Kelimeyi değiştirdiğinde zihnin, zihnin değiştiğinde davranışların değişecek. Davranışların değiştiğinde öz'ünün farkında, bu özü kendi ve dünyanın hayrına kullanan hayatının liderliğini almış biri olacaksın. Hayatının liderliği hep yukarı demek de değil, sadece aşağı doğru gittiğinde nasıl yukarı çıkacağını bilmek demek