Aydın'ın yetiştirdiği en büyük insan kim diye sorulduğunda birçoğumuzun aklına Adnan Menderes gelir. Belki de bu sebeple 27 Mayıs günü biz Aydınlılar için daha fazla acıtıcıdır. Şehit Başbakanı anarken aklıma bir başka büyük Aydınlı geldi: Miletli Thales…
Bertrand Russell'a göre Felsefe Thales'le başlamıştır. Russell'dan başka pek çok kaynak da onu felsefenin ve bilimin öncüsü olarak kabul eder. Thales matematik alanında çığır açmış birisidir. Geometri derslerinden hatırlayacağımız Thales Teoremi'ni ortaya koymuştur. Her şeyin kaynağını su olarak gören Thales, yerkabuğunun akışkan bir sıvının üzerinde yüzdüğünü düşünmüştür. Anaksimandros ve Anaksimenes gibi iki büyük filozofun da yetiştiricisidir.
Bu yazıyı okuyacak pek çok kimsenin Thales'le yakınlık hissetmediğine eminim. Kendimizde sorgulamamız gereken pek çok şey olduğunu her zaman düşündüm. Tüm toplumlarda yenilik doğuran ve toplumu ileri götüren insanlar toplumsal normları eleştirebilen insanlar oldu. Yaşadığımız kültür kendine göre bizden olanları ve bizden olmayanları yarattı. Maalesef bu kültürde antik çağda yaşamış Anadolulu bir filozofun bizdenliği yoktur. Halbuki birbirimize en temel bağımız aynı suyu içmek aynı havayı teneffüs etmek değil de nedir? Adnan Menderes'i bizim hemşerimiz ve değerimiz yapan Thales'i yapmayan kan bağı ve dilden başka ne? Şimdi size insanlara ve kültürlere bizim gibi bakmayan hepimizin saygı duyduğu bir büyükten bahsetmek isterim.
Fatih Sultan Mehmet'le ilgili meşhur hadisi duymayanımız yoktur. O güzel komutanın övgüye mazhar olmasını hiçbir zaman sadece savaş üzerinden okumadım. O güzel ordunun çocuklarının Fatih'in şahsına bakması gerektiğini hep düşündüm. Fatih'in şahsına bakılırsa orada çağının çok ilerisinde ve bizim düşünce kalıplarımızın oldukça dışında bir portreyle karşılaşılır.
Fatih her şeyden önce bilgiye aç bir münevverdir. Günümüz Türkiye'sinde münevverliği dil bilmek üzerinden okunur Fatih'in. Evet Fatih devrinin hakim kültürünün hükümdarı olmasına rağmen diğer toplumların dillerine de hakimdir. Arapça ve Farsçanın dışında Latince, Yunanca ve İtalyanca bilir. Bugün de doğu ve batı dillerini bilen pek çok insanımız vardır ancak İlyada'yı tercüme ettiren, destanın kahramanlarının mezarlarını yanındaki Anconalı Cyriacus danışmanlığında bulmaya çalışan, Venedik'le imzalanan barış antlaşmasına en iyi ressamlarından birinin İstanbul'a gönderileceğini ekleten ve gelen ressama sembolizmle dolu o meşhur tabloyu yaptırırken diğer bir portresinde elinde tuttuğu gül ile kimin yolunda olduğunu hatırlatan başka liderimiz var mıdır?
Yukarıda bahsettiğim Venedikli ressam Gentile Bellini'dir. Fatih Sultan Bellini'ye tablosunu yaptırdıktan sonra bir yıl içinde vefat etmiştir. Kuşkusuz Fatih bu tabloyu kendi duvarına vesikalık olsun diye yaptırmadı. Tablonun içerisinde padişahın vizyonuyla ilgili pek çok mesaj gizlidir. En önemli detay ise Fatih'in başının üzerindeki San Zaccaria Venedik Kilisesi'nin kapısını simgeleyen zafer takıdır. San Zaccaria, tarihteki en eski Venedik rahibe manastırıdır ve efsaneye göre Duçe'ye Duçelik tacı ilk kez burada rahibeler tarafından takılmıştır. Tabloda Doğu'nun hükümdarı olduğu başka simgelerle vurgulanan Fatih, Batı'nın da meşru tek hükümdarı olduğu mesajını vermektedir. Bellini'nin yaptığından başka en bilinen Fatih portresi ise Fatih tarafından Venedik'e gönderilen Nakkaş Sinan Bey'in 'Gül' koklayan Fatih portresidir. Fatih bir elinde mendille yeryüzünü kavramış olmasına rağmen gönlünün elindeki 'Gül'de olduğunu göstermiştir. İtalya fethine başlaması ve sefer hazırlığında vefatı düşündürücüdür. Küçük Roma'nın (İstanbul) Fatih'i hakkındaki hadise mazhar olmuş büyük Roma'nın Fatih'i olma övgüsü ise bir başka büyüğe kalmıştır.
Fatih Sultan Mehmet'i anlatmam niye başka kültürleri bilmeyi reddetmememiz gerektiğinin örneği olmasındandır. Fatih'in Bellini'nin ustalığını görmek için kendi tablosunu yapmasına izin vermeden önce başkalarının resimlerini yapmasını istemesi ise 'liyakatin önemi' konulu bir manifestodur.
Aydın'ımızda yakın zamanda çok önemli bir eser yapıldı: Adnan Menderes Müzesi. Başta Sn. Valimiz olmak üzere emeği geçenlere müteşekkiriz. Şimdi eğer Aydın'ı antik zamanlardaki halinden daha ileriye götürmek istiyorsak yapmamız gereken büyük Aydın'lı Thales'in adını yaşatacak bilim ve felsefe enstitüsünü Aydın'da kurmaktır.
Bu çağrının ilhamı ise, bir 28 Mayıs günü güneşin tutulacağını önceden hesaplayan Thales'tir.
27 Mayıs ve 29 Mayıs´ın Düşündürdükleri
Av. Ahmet ERDEM
Yorumlar