Saygı değer okuyucularım.
Her milletin ve din mensuplarının kendine mahsus bir yaşantı biçimi ve kimliği vardır. Bu eskiden beri böyle ola gelmiştir. Habis bir ur gibi Dünyayı saran sekülerizme rağmen bu gün dahil bu böyledir.
Müslümanların da bir yaşam biçimi ve kimliği vardır. Bir kişinin Müslüman olup olmadığı bu sayede belli olur. Biz Müslüman olduğumuz için, bizde de bu böyledir. Veya böyle olması gerekirdi.
Zaman geçtikçe benim gördüğüm şu. Gençlik yıllarımdan beri kendimiz gibi olmayı bırakıp, başkaları gibi olmayı ilerletiyoruz. Bu konuda hayli yol alıyoruz. Birkaç örnek vereyim:
'Batılılaşmalıyız. Hür ve demokratik ülkeler seviyesine çıkmalıyız. Çağdaş olmalıyız. Türk kadını ve erkeği dogmatik fikirlerden kurtulmalıdır...'
Bu ana fikirlerden hareketle; Olumsuz olarak kaynana ve kayın baba anlayışı ortaya çıktı. Evliliklerde görücü usul tu kaka, flörtleşme, gençlerimizde kendi hayatını kendisinin karar vermesi, şıp sevdi anlayışı hakim oldu. Özgür! Çocuklarımız ve gençlerimiz oldu. Kılık kıyafetlerde açılıp saçılma 'cömertlik ve cesurluk' olarak ısrarla tekrar edildi. Davranış ve hareketlerde saygı ve nezaket yerine, bencillik göze batar oldu. Kadı erkek ilişkilerinde saygı ve hürmet yerine, öne çıkma ve kendini gösterme gayretleri kendini gösterdi. Alış verişlerde helal haram duygusu kaybolup, nasıl olursa olsun çok kazanma tamahkarlığı yayıldı. Sosyal hayatta diğerkamlık yerine egoizm hakim oldu. Dil yerine yabancı diller geldi. Göreme yerine 'Kapadokya', Selçuk yerine 'Efes' gibi. Ayrıca iş yeri isimlerinin yabancı dilde olması gibi. Türk musikisi yerine batı müziğinin yerleşmesine ne dersiniz?
Bunlar yabancılaşma, kendimizi kaybetme değil mi? Peki bunlar kendi kimliğini koruyamama değil mi? 'Sen onları bırak, kendin ol' diyenlere sözüm; Bu kendin olma mı? Kendi aile yapımız, bay ve bayan ilişkilerimiz, gençliğimiz, davranış ve ahlak anlayışımız, yeme içme adabımız bu mu?
Üstad Neyzen Tevfik diyor ki: 'Kılık kıyafet devriminde hanımların başları açılsın denilmişti, ama bu kadar da denilmemişti diyor.
18. Y.Y Türkiye'si kitabında okumuştum. Yabancı bir turist bizi anlatırken, şunu da belirtiyor: 'Türk kadını, batılı kadınlar gibi modamım esiri değil.'
Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki: 'Kim bir kavme benzerse o, o kavimdendir.'
Aslımız olma temennisiyle,
Sağlıcakla kalın.