Sevdiklerinin gönüllerinde yer alan sanatçılarımızdan Mustafa YILDIZDOĞAN bir eserinde şöyle diyordu:
' Yalan riya yoktu, sözler senetti.
Selam her kapıyı açan biletti.
Sevgi, saygı,vefa aynı niyetti.
Dostluğu silmezdik, böyle değildik.
Ne oldu bize gardaş böyle değildik.'
Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de açıkça bildirildiği halde, maalesef, atılmasına fırsat verilen bulaşıcı yaşama biçimi böyle değilken, bu hale getirdi.
İşin korkunç tarafı, toplumumuzun her kesimine bulaşması.
Allah Teala; ' Şeytan apaçık bir düşmanınızdır '(Zuhruf,62), ' Hıristiyan ve Yahudiler kendilerinden olmadıkça sizinle dost olmazlar '(Bakara,120), 'Şeytanın; ben onların sağından, solundan, önlerinden, arkalarından yaklaşıp, senin yolundan uzaklaştıracağım '(Araf,17), dediğini bildirdiği halde buda duyulmadı.
Şimdi de, canı yananların TV. Ekranlarından 'ne oldu bize?' nidalarını içimiz burkularak duyuyoruz.
Olmaz bayanlar, beyler, olmaz. Çoluk çocuğa kötü örnek olunuyor. Onların da heder olmasına sebep olunuyor. 'Biz bu dünyayı çocuklardan ödünç aldık' sözleri ile yürümüyor bu işler
.
Durup-düşünüp, işi yoluna koyma zamanı geçmek üzere.
Siyasi ve fikri çekişmeleri; cehalet ve bağnazlığı terk etmek gerekmektedir. Yeter artık çektiğimiz!
Kibarlık ve çağdaşlığı, aydınlık ve entelektüelliği başka kapılarda aramanın bir anlamı yok.Biz kendimiz iken medeniyet ve kültürümüzü inşa etmiştik.
Biz: Birbirimizi seçiyorduk ve güveniyorduk. Birinin malına-mülküne tecavüz edilmezdi. Irz ve namusa yan gözle bakılmazdı. Söz senet, dostluğa leke getirilmezdi. İşe başlarken sağ adımla ve besmele ile başlanırdı. Evden işe gidilirken ve gelindiğinde bile selam verilirdi. Sofraya birlikte oturulurdu. Önce aile büyüğü başlar, sağ elle, herkes önünden, besmele ile başlanırdı. Ağız şaplatılmaz. Ağız içindeki gösterilmezdi. Ekmek ile el ağız silinmez, tabakta yemek bırakılmazdı. Doyunca Elhamdülillah denir, yemek öncesinde olduğu gibi, el ve ağız mutlaka yıkanırdı. Ev içinde ve dışında her aile üyesi işin ucundan tutar, yardımlaşma esastı. Anne ve babanın sözü çiğnenmez,kardeşler arasında karındaşlık gözetilirdi. Büyük- küçük sevgi ve saygısının yanında, erkeler bayanlara, bayanlarda erkeklere saygıda kusur etmezlerdi. Hayatın her alanında hak önemliydi. Kul hakkından, amme hakkından, hele hele yetim ve öksüz hakkından korkulurdu. Örnekler daha da uzayıp gider.
Öze dönüp, kendimiz olalım. Kendimize gelip, kendimize güvenelim. Her zaman biz kendimize yettik, yine de yeteriz. Yetiyoruz da.
Kibarlık, çağdaşlık, zenginlik, nüfuz ve güç gösterisi, farklı görünme bunun için imaj peşinde koşma, açıkçası göz boyama,şirin ve birikimli görünme,yapmacık hal ve tavır gösteri ve yarışlarına girmemek gerekmektedir.
Bir COVİD-19 musibeti bile bizlere kendimizi göstermedi mi?
Tecrübeli bir simamızın dediği gibi¸ ' Salak ve yalak' olmamak lazım.
Sağlıcakla kalın.