Allah'ın koyduğu yasakların önemsenmemesi öyle problemler açtı ki, şimdi, feryat ediliyor.
Çiğnenen emirlerden biri de yalancılıktır.
Yaşı elliye gelenler, buraya nasıl gelindiğini çok iyi bilirler.
Buraya güle güle gelindi. Öyle değil mi? Hala daha gülünüyor.
İş, fıkramsı anlatımlar ve beyaz, pembe diye renklendirmelerle başladı. İki örnek vereyim:
Karı-koca evde konuşuyorlarmış.' Şu babamız gözlerini yumsa da mallar bize kalsa, zengin olsak' demişler. Bunu, evin küçük çocuğu duymuş. Dedesinin yanına vardığında; 'dede gözlerini yumsana', der. Dede, gözünü yumar, sonra açar. Torununa sorar,' ne oldu şimdi?'. Torun cevap verir. 'Biz zengin olduk.' Dede meseleyi anlar. Oğlu ve gelini yalancıktan kendisine sevgi gösteriyorlar.
Diğeri de;
Eşekten, attan kurtulup, arabalarımız var ya? İşte bu da araba ile ilgili. ' Sahtekar adam, arabasını pazara çıkarırken, arabanın torpido gözüne bir ekmek kor. Sonra da doğruca araba pazarına. Müşteriler arabayı almak istediklerinde; Bu araba ekmek var' deyip yemin edermiş. Tabi, durumu anlayan veya bilenler sesini çıkarmaz, gülerlermiş.
'Hah, hah, hah!'
'Efendim, hayatta beyaz yalanlara, pembe yalanlara yer vermek gerekmeliymiş.'
İşte, böyle diye diye, şimdi gönüller yıkılıyor, aile yuvaları sallanıyor, sosyal yapı çözülüyor.
Biz, haklı olarak, kendimizi Müslüman diye ifade ediyoruz. Müslümanın dayanağının, Allah ve Resul'ü olduğunu da biliyoruz.
Ebu Derda (r.a.) Allah Resulü şöyle buyurdu;
-'Ya Rasülullah, Müslüman hırsızlık yapar mi?
-Evet, bazen.
-Müslüman zina yapar mı?
-Ebu Derda hoşlanmasa da, evet, bazen.
-Müslüman yalan söyler mi?
-Yalanı, ancak Müslüman olamayanlar uydurur.'
Bir diğer hadislerin de ise;
' Bizi aldatan i bizden değildir.'
Peki, şimdi söyleyin bakalım. Gülelim mi, ağlayalım mı?
Hala daha, pembe yalan, beyaz yalan söylemeye devam edelim mi?
Çocuk ta olsa, kandırmaya devam edelim mi?
Yüce Mevla'm, yalan hastalığından muhafaza eylesin.
Düşmana güldürüp, dosta mahcup etmesin.
Sağlıcakla kalın.