Uzun yıllardan beri gündemde bu alfa, x, zed vs. kuşakları… Ben de bugün aslında kadınlar ve mücadele üzerine odaklanıp harmanlanmak isterken takıldım kaldım bu sınıflama sistemine. Ne kadar geriye gidiyor bu sınıflamanın tarihi? Ne zaman başlamış? Referans noktaları neler olmuş? Neye göre bir dönemi bitiriyor, diğerine geçiyoruz?
'Lost Generation': Kayıp Nesil. 1883 ile 1890 yılları arasında doğanların nesli ile başlıyor bu gelenek. Gençlik dönemleri Birinci Dünya Savaşı'na denk gelen kuşak o insanlar. Bu tanımlama ilk olarak kim tarafından kullanılmış dersiniz? 'Ernest Hemingway'in, 1926 yılında basılan 'Güneş de doğar' romanının önsözünde geçiyor ilkin kayıp nesil terminolojisi.
'Greatest Generation': Efsanevi Nesil. 1900-1925 arasında doğanlar. Ben yaştakilerin dedeleri, nineleri… Bu grup ise yaşamlarının tam ortasına 'İkinci Dünya Savaşı' ve sonrasında 'Büyük Buhran' çökmüş insanları kapsıyor. Amerikalı Gazeteci 'Tom Brokaw', bir kitabında yazmış bu nesli ilk olarak ve çok tutulmuş bu tanım yazar çizer dünyasında, günümüze kadar da uzanmış bu şekilde…
'Silent Generation - Traditionalists': Sessiz Nesil – Geleneksel Kuşak – Erişkin Kuşak. 1928-1945'liler. Bunlar bir öncekilerin çocukları tabii ki… Bence onlardan daha şanssızlar. En fazla bebekler hisseder, en fazla çocuklar kırılır. Savunma mekanizmaları oluşmamıştır henüz. Ben 'sessiz' sıfatını çok anlamlı buldum kendimce; ardı ardına iki büyük dünya savaşının getirdiği şiddet ve sefaleti en derinlerine sindirmişler onlar. 'Time' Dergisi'nin bir sayısında, genç neslin sessizliği vurgulanmış ve etiketlenmiş böylece o dönemin sessiz erişkinleri.
'Baby Boomers': Bebek Patlaması Kuşağı oluyor yani. Tam bir Türkçesini bulamadım maalesef. 1945 ve 1964 yılları arasında doğanlar bu kuşaktan. İki büyük dünya savaşı sonrasında, üretim ve istihdamın azalması, işgücü oranında yaşanan büyük kayıp, kayıtsız şartsız nüfus artışını hızlandırmaya itiyor Amerika'yı. Bu eşsiz rüyalar ülkesi de, nasıl güçlü bir silah olduğunun çoktan farkında olduğu 'Sinema' ve 'Televizyon'un yardımıyla ve gerekli ekonomik politikalarla nüfusunu arttırmayı yani dünyada ilk planlı nüfus artışını gerçekleştirmiş oluyor. Gücünü daha da katlıyor.
'X Generation': X Kuşağı. Tarihsel veya bir atıf içeren tanımlamalardan uzaklaşıyoruz artık. Doğumları 1965'ten 1980'e kadar olanlar (Benim grubum). Bazılarınızın ebeveyni, bazılarınızın çocuklarıdır muhtemelen. Ben olsam bu gruba 'Devekuşu Nesli' adını verirdim. 'Arada Kalmışlar Kuşağı'… 'Teknoşaşkınlar Kesimi'. Kurallara uyumu, güçlü aidiyet duygusu, otoriteye saygısı, sadıklık, çalışkanlık gibi özelliklerinin ön planda olduğu saptanmış. Bunlar görevlerini yapıyor sadece. Yaşamak için çalışıyor çoğunluğu. Bir önceki kuşağın ideallerinin hüsranı ile büyümüş çocuklar bunlar. 'Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım, gereğinde eğlenmeyi de bilirim' modunda…
'Y Generation - Millennials: Y Kuşağı. 1980 – 2000 arasında doğmuş olanlar. Günümüze doğru yaklaştık yavaş yavaş. X, y, z, alfa, beta, gama, delta… Böyle gidecek. Ismarlama kısacası. İçerik yok artık. Özgürlüğüne düşkün, marjinal, otoriteye meydan okuyan, teknoloji hayranı olarak tanımlanıyor Y Kuşağı gençleri. Maalesef ki, 1930'ların 'Büyük Buhranı' ile karşılaştırılan 2007 global ekonomik krizinden ve şu an yaşadığımız salgının finansal sonuçlarından en çok etkilenen nesil olmuştur kendileri. Daha da maalesef ki birçoğu, yaşadıkları bu felaketleri halen sindirmekte ve sosyal medya hesaplarında gerçeklikten giderek uzaklaşan pozlarıyla, bir hayal dünyasında yaşamaktadır.
'Z Generation: Z Kuşağı. 1995'ten 2010'a uzanıyor bunların doğumları. İnternet, akıllı telefon, sürekli-sınırsız etkileşim… Özellikle gelişmiş ülkelerde ( neyse ki biz o gruba giremiyoruz ), bir önceki nesle göre biraz daha farkındalık sahibi oldukları saptanmış. Daha az risk alıyorlar, daha temkinli ve çekingenler.
'Alpha Generation': Alfa Kuşağı. 150 senelik yolculuğumuzun son misafirleri. 2010 sonrası doğanlar günümüzde böyle adlandırılıyor. Neler bekleniyor bu gruptan dersiniz? Daha 'benmerkezci', daha 'biatçı' ve daha 'girişimci' olmaları bekleniyor.
Tüm bunlara göz atarak araştırırken ve de toparlayıp bu yazıya aktarırken en çok dikkatimi çeken şey şu oldu. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı ve bunların psikolojik, sosyolojik, ekonomik etkileri üzerinden temelini alan sınıflama; son dönemlerde 'doğum tarihini söyle, kişiliğini söyleyeyim' benzeri bir fal bilim merkezi çalışması kıvamına gelmiş neredeyse.
Dünyada savaşlar bitmiş midir acaba?
Sefalet, yoksulluk, açlık, işsizlikten hiç etkilenmez mi bu yeni X'li, Y'li nesiller?
Dünya çocuklarının yüzde kaçı yararlanıyor acaba bu inanılmaz teknolojik ve dijital gelişmelerden?
Bazıları ikinci el bir cep telefonu ile çektikleri çıplak ve çelimsiz vücutlarını otomatik programlarla giydiriyorlardır mutlaka. Tozlu ayaklarına, ad..as veya nayke markalı parlak neonlu ayakkabılar kondururlar belki kimi zaman. Altlarına bir Porş yarış arabası çekerler. Kafalarını ön camdan çıkararak dillerini uzatmasını sağlar bir aylık gıdaları karşılığında satın aldıkları şaklaban program. Bunlar alfa kuşağından sayılır mı o zaman? X Kuşağı'na mı dahil etsek onları…
Kafamda deli sorular her zaman…
Not: Bir göz atmanızı isterim. 1929'da yaşanan bu döneme bakarak, bugünümüze atıfta bulunmak mümkün mü?