Gündemin çok önemli bir diğer maddesi,

Son olarak gündeme bomba gibi düşen CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın bir televizyon programında sarf ettiği hakaret içerikli, aşağılayıcı, Türk ve Müslüman bir kişiye asla yakışmayan sözleridir. Ayrıca bu sözleri söyleyenin milleti temsil etme hakkı kazanmış bir kişi tarafından söylenmesi ise üzerinde çok düşünülmesi gereken bir husustur.

'Devletin Ordusu Katar'a Satılmıştır.' cümlesi ile şanlı Ordumuza ağır bir şekilde hakaret edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu cümleyi sarf eden kişi, iktidar partisinin yetkilileri tarafından kınanmıştır. Milli Savunma Bakanı bir açıklama yaparak konunun takipçisi olacaklarını beyan etmiştir.

Günümüz dünyasında egemen olanlar güçlerini, öncelikle 'Rezerv' olarak hüküm sürdürdükleri paralarının yanında Askeri güçlerinden almaktadırlar. Amerika'yı daima hareket halinde tutan ve konuşturan iki önemli unsur budur.

Bundan dolayıdır ki ABD Dünya üzerinde yüzlerce üsse sahiptir. Bu üslere sahip olmak için en önemli yardımcısı adına 'Dolar' dediğimiz, Bretton Woods anlaşması ile de 'Rezerv' haline getirdiği parasıdır. Dünyada ki M,erkez Bankalarının kasalarında, iş hayatında faaliyet gösteren en önemli ulusal ve uluslar arası firmaların portföyünde ve milyarlarca tasarruf sahibinin cebinde ve banka hesaplarında bulunmaktadır. 1944 yılında yapılan Bretton Woods Konferansı ile ABD dünyada yeni bir statü elde ettiği gibi, hegemonyasını da ilan ediyor.

Türkiye'nin bugün için 13 – 14 ülkede askeri varlığı bulunmaktadır. Bu varlıklarının bazıları NATO çerçevesi içersinde olduğu gibi bazıları da ikili anlaşmalarla oluşturulmuştur. 'Bay Milletvekiline göre, dilim hiç varmıyor ama Ordumuz Askeri varlığımız bulunduğu ülkelere de satılmış mı oluyor.' Dünya'da daha çok dikkate alınacaksanız, Askeri gücünüz önemli ölçüde caydırıcı olacaktır. Ekonominizin, teknolojinizin ve paranızın etki alanları mümkün olduğunca geniş olması gerekmektedir. Böylece diplomasiniz de güç kazanmış olacaktır. Bu hususlarda daha çok söz söylenebilir ve yazılabilir.

Bu konuda son olarak şunları ifade etmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Yukarıda yazılanlar ile daha fazlasını düşünemeyen ve göremeyen bir kişinin Milletvekili olarak görev yapıyor olması milletimiz için büyük bir talihsizlik olduğu gibi, çok büyük bir 'cehalet' örneğidir.

Bir Başka Gündem olarak Muhalefet kanadında yapılan Anayasa Tartışmalarına Gelince;

İyi Parti Kurucularından Sayın Ümit Özdağ'ın ortaya attığı, CHP, İyi Parti, HDP ve Saadet Partisi'nin temsilcilerinin bir araya gelerek Prof.Dr.İbrahim Kabaoğlu'nun başkanlığında yaptıkları Parlamenter sisteme dönüşü öncelleyen yeni bir Anayasa taslağı çalışmasıdır.

Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfının (TÜSES) çağrısı üzerine, Başkanlığını Prof.Dr.İbrahim Kaboğlu'nun yaptığı 'Parlamenter Sisteme Dönüş için Anayasa Çalışmasına' muhalefetteki dört partinin, gayri resmi gibi görünse de temsilci gönderdikleri anlaşılıyor. 2018 yılında yapılan bu çalışma, İyi Parti içinde kopan fırtına vesilesi ile Ümit Özdağ tarafından 2020 yılında deşifre edilerek gündeme taşındı. Her nedense böyle bir toplantı ve çalışmanın yapıldığını partiler kabullenmediler ve Anayasa çalışması yapmadık dediler.

Sayın Kaboğlu yaptığı açıklamada çalışmanın yapıldığını doğruladı. Burada söylenecek söz çok olabilir ama fazla söze hacet yoktur. Kısa ve öz olarak şunlar söylenebilir.

Siyasi partilerin, her daim millet, devlet, geleceğimiz ve toplumun her kademesi için kaliteli, uygulanabilir fikirler, en güzel düşünceler üretmek mecburiyetleri olduğu gibi, insanların hayatlarını kolaylaştırmak, daha huzurlu ortamlar oluşturmak ve toplumsal kardeşliği tesis etme ve benzeri çalışmalar yapma mükellefiyetlerinin olduğu gerçeğini ifade etmek isterim.

Partiler, milleti ilgilendiren bu türlü çalışmaları açık ve şeffaf olarak yapmak, kamuoyu ile paylaşmak, halkı bilgilendirmek demokrasi'nin gereği olduğu gibi siyasetin de olmazsa olmazlarındandır. Kalıcı başarı bu şekilde yapılan çalışmalar ile elde edilir. Topluma sunmak üzere yapılmış ve yapılacak anayasa calışmasının da gizli ve saklı olarak yapılmaması gerekir. Nihayet yapılan veya yapılacak çalışma sonucunda ortaya çıkacak Anayasa taslağı, once TBMM'ne gelecek ve görüşülecektir. Sonrasında halkın önüne getirilerek,oylarına sunulacak, eğer halkımız kabul ederse yürürlüğe girecektir. Böyle bir çalışmayı herkes ve her kesim tarafından yapabileceği gibi, sivil toplum örgütleride yapabilir.

Böyle bir çalışmayı gizlemenin tek sebebi, bu çalıştayda yer alan partilerin kamuoyu önünde HDP ile bir arada görünmek istememelerinden kaynaklandığı gün gibi aşikar bir şekilde görülmüştür.

Diğer Gündem konusuna gelince; Sayın Bülent Arınç'ın Habertürk Televizyonunda katıldığı bir programda, siyasi tecrübesine yakışmayan ve ülkenin geleceği ile örtüşmeyen bir biçimde, çok sayıda terör suçu isnadıyla yargılanan ve mahkumiyet aldığı davası İstinaf mahkemesinde olan Selahattin Demirtaş ile çeşitli suçlardan yargılanacak olan ve seksenli yıllarda 'Kızıl Milyarder' lakabı ile anılan Osman Kavala'ya güzellemeler yaparak serbest kalmaları gerektiğini savunmasıdır. Bu konuda bir makale kaleme aldığım için değinmiyorum.

Selam ve dua ile ve kalın sağlıcakla.

Ahmet Rıza ACAR